10 Mart 2008 Pazartesi

Bu hafta sonu...


Bu hafta sonu benim için bol aksiyonlu geçti diyebilirim. Öncelikle 8 Mart dünya kadınlar günü vardı. Çıkıp mitinglere katılmadım ama Marmara Fen-Edebiyat Fakültesinde staj sınavımın olması beni Kadıköye yani mitinglerin yapılacağı mekanın göbeğine düşürmüş oldu : )

Berrakla beraber önce karayolu , sonra tren derken kendimizi Bakırköy iskelesinde bulduk. Çünkü kara trafiği yerine boğazın güzel sularında süzülerek Kadıköye gitmek fikri daha eğlenceli diye düşündük.

Turnikelere yaklaştık, içeri girmemize artık önümüzdeki birkaç kişi kalmış derken birden deniz otobüsünün kapasitesinin dolduğu ve bir daha ki seferin ancak yarım saat sonra olduğu haberini aldık görevliden. Sinirler gerildi ve yanımdaki kızla aynı anda “ bizim sınavımız var alamazmısınız “ sorumuza hayır yanıtını aldık. Tabi ne sınavı, nerde giriyorsunuz derken Fikriye ile aynı okul hatta aynı binada sınava gireceğimizi öğrendik. Tam bu sırada tüm dikkatler yumruğu hava da bir amcamız görevliye çıkışırken bu olası kavga ihtimali üzerinde toplandı. Olası kavga diyorum çünkü bizim Berrak’ ın da dediği gibi amcanın yumruğunu pekte indirmeye niyeti yok gibiydi : ) O yumruk yaklaşık 5 saniye havada kaldı taki birilerinin izlemeyi bırakıp ayırmayı akıl etmesine kadar : )

Ortalık sakinleşti, olay tatlıya bağlandı derken bu esnada Kadıköy denizotobüsü de yolunu alıp gitti maalesef.Yarım saat bekleyişten sonra gelen otobüse bindik . Kadıköy iskelesine kadar yelkenlileri ve güzel boğaz manzarasını bir güzel sindirdik içimize: ) Bizi bekleyen sürprizden habersizJ Deniz otobüsünden indiğimizde karşılaştığımız manzara alabildiğince polislerin her köşe başına barikat kurmuş olduklarıydı ve ortalıkta gözüken tek araçta canlı yayın ekipleri ile polis otolarıydı. İşte bu esnada TESMER’ i hep beraber yad ettik böyle bir güne sınav koyduğu için :D



Kendimize opsiyon olarak tanıdığımız yarım saatimizi de Bakırköy iskelesinde geçirdiğimiz için işler bizler biraz gerildik tabi. İlk gördüğümüz polise nerden araç bulabileceğimizi sorduk ve çaresiz boğanın(efendim kendileri Kadıköyün ünlü boğa heykeli olurlar…bilmeyen ya da gitmeyenler için ;) ) yanına kadar yürümemiz gerektiği ve o cadde üzerinde ancak araç bulabileceğimizi öğrendik.





İlk gördüğümüz sokağa daldık ve bir yandan koştururken bir yandan da “ boğa nerde acaba” diye sorarak sonunda ulaştık boğanın yanına… Tabi bir yandan da kah halimize kah boğasını arayan üç matador gibi “ boğa nerde “ …sorumuza güldük bir yandan da boğa bize uğurlu geldi ve ilk bulduğumuz otobüse bindik…şansımıza bizim okulun yanından da geçiyormuş…e daha ne isteriz Allah’ tanJ ama koşturma sahnemiz görülmeye değerdi doğrusu..önde ben ( hızlı yürümeye alışık olduğum için) arkamda BERRAK ve onun arkasında da ara sıra ayağından fırlayan topuklu ayakkabılarıyla yürümeye çalışan Fikriye :) otobüse bindiğimizde hepimizin yüzünde gayrı ihtiyari aptal bir gülümseme oluştu. Artık amacımız sınavı kazanmak değilde sanki sınava girmek oldu. Gözlerimizde adeta zafer şimşekleri çaktı : ) .Her ne kadar plastik bardaktan yanan parmaklarımızı peçeteyle asgariye indirmeye çalışsaktaJ Okulun bahçesinde içtiğimiz çay ölmüşlerimizin canına değecek cinsten geldi doğrusu…Sadede gelicek olursak sınav fena geçmedi. Artık hakkımızda hayırlını diliyorum.




...dönerken çok güzel bir akşam güneşi izledik yol boyunca...hatta dayanamayıp resmini çektik ...

...yine dönerken otobüste 20-25 mt lik surların üstünde oturan bir adam dikkatimizi çekti ve resmini çekmek istedik...otobüsün trafikte kalmasını fırsat bilip telefonumu ayarlamıştım ki arkadan bir amca neredeyse bileğimden tutup surları ortalatacak bir hevesle ortala ortala dur bayrağıda aldın dimi deyip burdaki resmi çekmemize vesile oldu :) surdaki adama gelince...biz onu çekmeye yeltenirken otobüs hareket etti ve biz sadece gördüğümüzle kaldık...

Ertesi günde hem bu koşturmanının acısını çıkartalım hem de güneşli güzel bir günü değerlendirelim diye Floryaya sahile inelim dedik bizimkilerle…Güneşlendik ama daha çok arabada ve park yeri ararken. : ) Sonrasın da güzel bir yürüyüş yaptık Ama eve dönüş trafiğinden sonra günün bitimi yatağıma nerdeyse baygın bir şekilde uzanmamla oldu…

Bir sınav macerasını böyle noktaladık ama Salı günü solfej sınavım var ve çalışmam gerek :)

hemdeeeee....

Çook çalışmam gerek çoook : )

3 yorum:

Recep Hilmi TUFAN | rehitu.com dedi ki...

Galiba ben sizi gördüm ya. O sıralar ben de oradaydım. Birisine gelip otobüsler nereden kalkıyor diye sordunuz. Sonra iki kız kol kola yukarı doğru çıkmaya başladınız...

corcianaz dedi ki...

bir dakika..evet sizde o esnada köşedeki büfeden alışveriş yapan arkadaşsınız herhalde:)

Şaka bir yana malesef pekte öyle kol kola yürümeye fırsat bulamadık.Birinin bileği birinin topuklu ayakkabıları yüzünden daha çok arka arkaya koşturarak hedefe ulaşmaya çalışıyorduk desek daha doğru olur:)

Recep Hilmi TUFAN | rehitu.com dedi ki...

Ya Kadınlar Günü diye toplanmış gelmiş bütün DTP'li kadınlar...