31 Aralık 2007 Pazartesi

Keman Çalan ROBOT......yorumsuz.....


6 Aralık. Toyota şirketi yeni robotunu sundu Voilin Playing robot (keman çalan demir kutusu) ismini alan robot keman çalabiliyor. ayrıntıları videodan bakabilirsiniz.
Video
Video indir

29 Aralık 2007 Cumartesi

YURİ BASHMET




Bazı müzisyenler vardır ki onlar için Tanrı ve Kader yeni nesiller için önlerinde yeni ufuklar açmalarını planlamıştır. Bugün, şüphesiz kendisi bu tür müzisyenlerden biri olan Yuri Bashmet, çağımız konserlerinde o eşsiz alto sesiyle insanları fethetmektedir.Yuri Bashmet, 1953 yılında Don nehri üzerindeki Rostov’da dünyaya gelmiştir. 1971’de Lvov’daki özel müzik okulundan mezun olduktan sonra girdiği Moskova Konservatuarı’ndaki öğretmenleri ise profesörler Vadim Borissovsky ve Fiodor Druzhinin olmuştur. 1975 yılında Y.B., Paolo Testori (1758 tarihli Milano yapımı) kemanını almış ve bu kemanı da günümüze kadar kullanmaya devam etmiştir. Bir öğrenci olduğu zamanlarda Yuri 1975 yılında Budapeşte’de düzenlenen Uluslararası Yarışma’da ikincilik ödülü, Münih’de 1976 yılında düzenlenen bir başka yarışmada ise birincilik ödülüne hak kazanmıştır. Alman gazetelerinde bu başarısının ardından yazılan “Mükemmel yorumu ve parlak sesi sözkonusu olduğunda sadece David Oistrach ile kıyaslanabilirdi…” şeklindeki yorumlarla Tanrı hediyesi bir yeteneğe sahip bir müzisyen olduğu söyleniyordu.Programları, farklı çağlardan ve tarzlardan oluşmaktadır.

Aralarında A. Schnittke, G.Kancheli, E. Denisov, A. Tchaikovsky, S. Gubaidulina, Tavener (İngiltere), Ruders (Danimarka) ve daha birçoğunun bulunduğu günümüz bestekarları, çalışmalarını kendisine adamak için birbirleriyle yarışmaktadırlar. Toplamda, özel olarak Bashmet’e 45 keman konçertosu yazılmış ve adanmıştır.

Y.B. ayrıca A.Schnittke’nin "yaylı çalgılar üçlüsü"nü bir yaylı çalgılar orkestrası için düzenlemiştir (Sikorskie tarafından yayınlanan “bir sonat üçlüsü” adı altında).Yuri Bashmet’in resitallerinin yanısıra S. Richter, M. Rostropovich, I. Stern, A. Mutter, G. Kremer gibi müzisyenlerle birlikte verdiği konserler de her zaman tıka basa dolu salonlarda verilmiş ve hep yoğun ilgiye mahzar olmuştur. Yuri Bashmet’in adı aynı zamanda Carnegi Salonu (New York), Concertgebau (Amsterdam), Barbican (Londra), Berlin Filarmoni, La Scala (Milano), Moskova Konservatuarı Büyük Salonu ve Leningrad Filarmoni Büyük Salonu gibi dünyanın ünlü salonlarında tarihlerinde ilk kez düzenlenmiş olan keman resitalleriyle de anılmaktadır.Y.B. R.Kubelik, S.Ozawa, G.Rojdestvensky, sir Colin Davis, J.Gardiner, M.Rostropovich, V.Gergiev, S.Dutua, N.Marriner, M.Tilson Thomas, K.Mazur, B.Haitink, S.Rattle, N.Harnoncourt ve Y.Temirkhanov gibi ünlü birçok şefle birlikte de çalışmıştır. Kendisi de bir solo sanatçısı ve orkestra şefi olan Y.B., Berlin Filarmoni, Berlin Senfoni, New York Filarmoni, Bayerishe Rundfunk, San Francisco Senfoni, Chicago Senfoni, Boston Senfoni, Londra Senfoni, Radyo Fransa, Paris Orkestrası, Viyana Filarmoni Orkestrası gibi en iyi senfoni orkestralarıyla birlikte eserlerini seslendirmiştir.Y.B. ayrıca dünyanın dört bir yanında düzenlenen Tanglewood (ABD), Bordeaux, Menton (Fransa), Brüksel (Belçika), Kuhmo, Mikkeli (Finlandiya), Kreuth (Almanya), Siena, Stresa, Sorrento (İtalya) gibi festivallere de katılmıştır. Tours (Fransa) ve Elbe adasında (İtalya) düzenlenen festivallerin sanat direktörü ve organizatörlerinden de biri olmasının yanısıra Albert Salonu’ndaki (Londra, İngiltere) Promenat konserlerinin düzenli katılımcısıdır.Yuri Bashmet, Moskova’da düzenlenen ve Rusya’da alanındaki tek organizasyon olan Uluslararası Keman Yarışması’nın organizatörü ve jüri heyetinin de başkanıdır. Ayrıca Moskova Konservatuarı’nda Profesör ve Londra Sanat Akademisi’nde Onursal Akademisyen de olan Bashmet, Academia Cidzana’da (Siena, İtalya) ve Tours’da (Fransa) da yaz dönemlerinde ders vermektedir. L. Tertis’in (İngiltere) ardından Uluslararası Keman Yarışması’nın başkanı olmuştur ve halihazırda Münih’de düzenlenen Keman Yarışması ile Paris’deki “Maurice Vie”nin jüri üyesidir. Tours’da (Fransa) ve Elbe Adası’nda (İtalya) düzenlenen festivallerin direktörlüğü görevini üstlenen Yuri Bashmet’in sahip olduğu yeteneğini en mükemmel takdiri ise 17 yıl boyunca Genius Richter tarafından yönetilen Moskova’daki “Aralık Geceleri” adlı müzik festivalinin sanat direktörlüğüne atanması olmuştur.Yuri Bashmet’in icra ettiği sanat, dünya kamuoyunun dikkatini çekmiş ve 1993 yılında Londra’da “Yılın en iyi müzisyeni – enstürmantalisti” seçilmiş, 1995 yılında da dünyanın en prestijli ödüllerinden biri olan ‘Sonnings Musicfond’un (Danimarka) sahibi olmuştur. Bu ödülün daha önceki sahipleriyse I. Stravinsky, L. Bernstein; B. Britten. I Menuhin, 1. Stern, A. Rubinstein, D. Schostakovich, M.Rostropovich, S, Richter, ve G. Kremer gibi müzisyenler olmuştur. Müzisyenin kendisi tarafından kurulmuş olan Uluslararası Yardım Vakfı ise dünya sanatında çarpıcı başarılar elde edenler için Shostakovich’in adına uluslararası bir ödül vermektedir. Bu ödülün geçtiğimiz yıllardaki sahipleri ise G.Kremer (1994), Т.Quasthoff (1995), V,Tretiakov (1996), V.Gergiev (1997), А.Mutter (1998), О.Borodina (1999), N.Gutman (2001) olmuştur. Yuri Bashmet ayrıca Londra’da Carnegie Salonu’nda Prenses Diana’nın anısına düzenlenen (E. John ve S. Wonder ile) etkinlik gibi dünyanın çeşitli yerlerinde ve Ermenistan ve Japonya’da doğal afetlere maruz kalanlar ve suistimal edilen çocuklar yararına düzenlenen yardım amaçlı etkinliklerde de yer almıştır. Dünya barışı hareketine yönelik katkısının ise asla gözardı edilemeyeceği Yuri Bashmet’in bu asil konumu, adının yirminci yüzyılın büyük isimleriyle birlikte anılmasını sağlayan istisnai nitelikteki sanatsal faaliyetleriyle ilişkilidir.Kendisi şu anda Moskova’da yaşamakta ve çalışmaktadır.


...sanatçının kemanı tutuşu, ona davranışı ve çalışını ben çok beğenmiştim...bakalım siz nasıl bulucaksınız;)

28 Aralık 2007 Cuma

VİYOLONSEL...

Uğur IŞIK-Çello(Viyolonsel) *Rast Peşrevi* tıklayın ;)

Viyolonsel Oda Müziği Topluluğu - Beşli (Gazi Üni.) tıklayın ;)

VİYOLONSEL ile ilgileniyorsanız;)

Ülkemiz müzik eğitimi ana bilim dallarında kullanılan VİYOLONSEL etüdleri üzerine bir inceleme ...okumak için tıklayın

Bu konuda bir inceleme tavsiye etmişken kısa olarak VİYOLONSEL hakkında da bilgi verelim;)


VİYOLONSEL


İSİM : Çello veya Viyolonsel

AİLE : Yaylı Çalgılar

YAPILDIĞI MADDE : Tahta

BÜYÜKLÜK : Gövdesi 77 cm uzunluğunda

KÖKLERİ : Çello hayatına kemanın büyük şekli olarak 16. yüzyılın ortalarında başlamıştır.

KATEGORİ : Telli; Enstrümanın sesi, tellerin titreşimi ile ortaya çıkar.

BİLİYOR MUSUNUZ ? Çello çalınırken müzisyenin aldığı oturuş pozisyonu nedeniyle, 20. yüzyıldan önce çok az kadın çellist vardı. O zamanlar enstrümanı dizlerin arasında tutmak, “ zarif olmayan ” ve “ bir kadına yakışmayan ” şeklinde yorumlanırdı.

26 Aralık 2007 Çarşamba

Keman Piyano Enstrümantal Türk Müziği

Sanırım benim gibi sizlerde Türk müziğinde kemanla piyanoyu yan yana görmeye alışık değilsiniz ;)

Ama Mehmet Yorgancı’ ya ait Müptela albümünden örnekler sunulan bir fikir sahibi olmanıza yarayacak bu çalışma benim hoşuma gitti :) Bakalım sizler nasıl bulacaksınız ;)

Mehmet Yorgancı'nın bestelerini yaptığı Müptela 1 albümü .
Kemanı : Adnan Karaduman.
Piyano : Şevket Aşıkuzun.
Ve
Müzik yönetmeni : Gürsel Torun


25 Aralık 2007 Salı

02.01.2008 İSMEK İhtisas sınıfları seminer konusu


02.01.2008 İSMEK ihtisas sınıfları seminer konusu
MÜZİK VE MİTOLOJİ
Konuşmacı: MUHARREM KAYA
seminer saati : 18:30
seminer yeri : Fındıkzade / İSMEK
Bu konu ile ilgili nette pek fazla kaynağa rastlayamamakla beraber daha önce Rucep USLU' ya ait eklediğim bu makale bir fikir sahibi olmak için yeterli olur diye düşünüyorum;)

makale

24 Aralık 2007 Pazartesi

KANİ KARACA BELGESELİ

bölüm 1



bölüm 2




bölüm 3


bölüm 4



bölüm 5

23 Aralık 2007 Pazar

bu adam süper;)

...


FARİD FARJAD..kemanını ağlatan virtüöz...


FARİD FARJAD


Eski bir Fars çalgısı olan Rebabın modern şekli olan kemana belki de tarihi bağları nedeniyle bu kadar melankolik bir anlam yükleyebilen FARID FARJAD İranlı bir keman virtüözü. Farid Farjad, 1938 yılında Tahran'da doğdu. 1966 yılında Tahran Müzik Konservatuar'ında klasik müzik üzerine master yaptı. Bundan sonraki dönemde Tahran Senfoni Orkestra'sında önemli görevler aldı. Fars Halk Müziği'nde çok derin bir birikime sahip olan Farjad, keman ile Batı Klasik Müziği üzerinde de çalışmalarda bulundu. Batı Klasik Müziği üzerindeki çalışmaları Fars müziğinin gelişiminde büyük öneme sahiptir. Şu anda dünya üzerindeki en iyi keman virtüözlerinden biri olan Farjad'ın An Roozha I, An Roozha II, An Roozha III, An Roozha IV olmak üzere dört albümlük albüm serisi yayımlandı. Ayrıca sanatçının Golha Orkestrası adlı kolektif bir albümde de eserleri yayımlandı.


21 Aralık 2007 Cuma

Vanessa Mae ' den ;)

biyografisi ;)

Yarı Çin yarı Tayland'lı olan Mae, 27 Ekim 1978'de Singapur doğdu. 3 yaşında piyano çalan sanatçı, iki sene sonra da keman çalmaya başladı. Sanatçı ilk başarısı 7 yaşında "Yılın En Başarılı Genç Sanatçısı" seçilerek yaşadı. 10 yaşındayken Londra Filarmoni Orkestrası'nda çalmaya başlayan Mae, London Mozart Players adlı grupla uluslararası turnelerde çalma fırsatı buldu.

İlk solo turnesine 12 yaşında çıktı ve tüm İngiltere'yi dolaşarak Tchaikovsky'nin eserlerini yorumladı. 13 yaşında kaydettiği Tchaikovsky ve Beethoven Keman Konçertoları ile bu eserleri yorumlayabilen en genç müzisyen ünvanını da elde etti. The Violin Player albümünde, elektronik keman kullanarak farklı bir sound yarattı. Müzik otoriteleri, pekçok müzik türünü içinde barındıran bir techno-fusion olarak değerlendirilen Mae tarzına, olumlu eleştirilerde bulundular.

Yaptığı müzik hakkındaki sorulara ise: "Beethoven ve Beatles, Mozart ve Michael Jackson, Paganini ve Prince. Ben hepsini seviyorum. Bu dünyaya bir kez geldim ve bu şansımı iyi değerlendereceğim. Dinlemekten zevk aldığım her tür müziği kemanla çalmaya çalışmaktan büyük haz duyuyorum" şeklinde cevap verdi.

Kemanıyla klasik eserlere farklı yorumlar getiren sanatçı, klasik müzik repertuarını çalmanın yanında kendi düzenlemeleri ile de boy gösterdi, ayrıca pop şarkılarına da kendi düzenlemelerini yaptı.

Albümleri: Violin (1990) Kids' Classics (1991) Tchaikovsky & Beethoven Violin Concertos (1991) The Violin Player (1993-94) The Alternative Record From Vanessa Mae (1996) The Classical Album 1 (1996) The Classical Album 2 - China Girl (1997) Storm (1997)


Vanessa Mae : Fantasy on a theme from Caravans



Vanessa Mae - Paganini's caprice 24




Vanessa Mae - The Devil's Trill remix:)

KM BESTECİLERİ - 1 - NICCOLO PAGANINI



Niccolo Paganini, 27 Ekim 1782 yılında Genoa’da doğmuştur. Babası tersane işçisidir. Aynı zamanda keman çaldığı için Paganini’nin ilk müzik öğretmenidir. Niccolo 11 yaşına geldiği zaman usta bir kemancı olmuştur artık. Çevresindeki ünlü bütün keman öğretmenleri ona parasız ders verirler. İlk turnesini yaptığında henüz 13 yaşındadır. Bu arada, kendi yeteneğine uygun, zor yorumlanacak yapıtlar besteler. Yalnız keman değil, gitar, viyola ve mandolin de çalar. 1805 – 1813 yılları arasında LUCCA prensesinin müzik yönetmeni olur. Paganini’nin içki ve kumara olan düşkünlüğü de çok ünlüdür. Elde ettiği büyük başarılar onu kumara ve içkiye alıştırır. Kumar alışkanlığı ona herşeyini, hatta kemanını kaybettirir. Zengin bir işadamı ona Guamerius yapımı bir keman armağan eder. Sonradan Stradivarius ve Amati yapımı kemanlara da sahip olur. Bu kemanlar onun hazinesidir. 23 yaşına geldiğinde konserlerini azaltır. 1824 yılında bunalıma girer ve 1827 yılında iyileşip Avrupa turnelerine çıkar. Avusturya, Almanya ve Fransa’ya gider. Paris ve Londra’da ilk sahneye çıkış tarihi 1831 yılıdır. 1833 yılında Paris’te Berlioz’a içinde viyola solo olan bir senfonik yapıt ısmarlar. Ortaya “Harold en İtalie” adlı eser çıkar. Ancak Paganini bu yapıtı hiçbir zaman seslendirmez. 1834 yılından sonra konserlerini çok azaltır. Gırtlak kanseri hastalığına yakalanır ve 27 Mayıs 1840 yılında Nice’de ölür.


Gelmiş geçmiş en büyük keman virtüözü olan Paganini, baş döndürücü çevikliği, son derece duygusal yorumu ile inanılmaz bir müzisyendir. Yeteneği o kadar olağanüstüdür ki, şeytanla işbirliği yaptığı inancı yayılmıştır. Teknik olarak çağının çok ilerisindedir. Bugün bile eşliksiz keman için yazdığı “24 Caprices”i tek resitalde seslendirecek ustalıkta kemancı sayısı çok azdır. Özellike “24. Kapriçyo”nun teması üstüne en çok çeşitleme yapılmış tema olarak müzik tarihine geçmiştir. Brahms, Rachmaninof, Blacher, Lutoslawski, Snitke, Ernst ve Rochberg gibi besteciler kendi çağlarına, kendi akımlarına göre, Paganini temasını çeşitlemişlerdir.

Paganini, ne Berlioz gibi büyük orkestraların bestecisidir, ne de Chopin gibi minyatür müziğin ustasıdır. Oysa tarih boyu yaşamış her türlü çalgı yorumcusunun en üstünüdür. Temelde virtiözitesi yaratıcılığa dayanır. Müziğinin dış görünüşündeki buzlu pırıltılar, romantik armonideki sıcakkanlı yapının ters çevrilmişi gibidir. Romantik ısıyı şeytansı bir çerçeveye yaraştırır. Piyanonun gündeme geldiği, en duyarlı çalgı olarak saygı gördüğü günlerde keman ile cambazlık yapan bir besteci, büyük bir ilgiyle karşılanır. Bu nedenle onun keman yapıtlarını, örneğin “24 Caprices”ini, Schumann ve Liszt piyanoya uyarlamışlardır. Liszt’in “Etudes d’execution transcentande” adlı yapıtları, Paganini’nin yapıtlarını örnek alır, piyanoda onlara koşut gelişir. Her birinde yaratıcı enerji, parlak bir teknik, soluksuz bir yorum egemendir.

Paganini’nin bestlerinin çoğu teknik bir beceri gösterisidir. Konçertoları, kaprisleri ve oda müziği çalışmaları vardır. Yapıtlarının çoğu, zamanında basılmamıştır. Paganini’nin çalış tekniğindeki şeytansı tılsım, uzun yıllar çözülememiştir. Armonikleri kullanmaktaki öncülüğü, kemanını değişik tınılar elde etmek için akort edişi, yay tekniğindeki ustalığı, staccato ve pizzicato yönetmini yaygınlaştırması, Paganini’ye özgü, daha önce hiç duyulmamış yeniliklerdir. Kemandaki doğru tonlaması, net ve temiz sesleri yine onun hüneridir. Keman konçertosunun son bölümünde pizzicatolar en alımlı şekliyle canlanır.

Paganini’nin müziği kendi yorumuna göre yazılmış, çok zor yapıtlardan oluşur. Bu yapıtlar öylesine kıvraklık, dinamizm ve üstün bir hüner gerektirir ki, halk, onun bedenine şeytanın girdiğine inanmıştır. Fiziksel görünümü de, kemikli yapısı ve sinirli davranışlarıyla şeytansı bir imgeyi çağrıştırır. Bu inanç ölümünden sonrada sürer. Paganini’yi kutsanmış toprağa gömmezler. Oradan oraya taşınan cesedi, 1926 yılına dek belli bir gömüte yerleştirilemez.

KAYNAKEvin İlyasoğlu.......ZAMAN İÇİNDE MÜZİK





İLGİNÇ NOTLAR





*27 ekim 1782 genoa doğumlu, ilk turnesine 13 yaşında çıkan, şeytan'la işbirliği yaptığı düşünülen, bu yüzden kutsal sayılan topraklara gömülmeyen ve 1926'ya dek belli bir mezarı bile olmayan, çoğu otoriteye göre gelmiş geçmiş en büyük keman virtüözü. 24 caprices'in kesinlikle dinlenmesi gerekir.

* Niccolo Paganini’nin gelmiş geçmiş keman virtüözlerinin en büyüğü olup olmadığı tartışılsa da, kuşağının en beğenilen virtüözü olma özelliğini götürmez. Franz Schubert, Paganini’nin bir konserini dinledikten sonra ‘Bir meleğin sesini duydum’ demiştir. Meyerbeer, Paganini’yi dinlemek için bir konserden ötekine, bazen de bir şehirden ötekine giderdi.*Paganini’nin hayatı, daha sağlığında efsaneleşmişti. Daha yirmili yaşlarından önce tecrübeli bir kemancının içinden çıkamayacağı çalış güçlükleri icat ederdi. Kendisi haftalarca, hatta aylarca günde 10 saat bunlar üzerinde çalışır ve bu güçlükleri hallederdi. Uzun hazırlıklardan sonra bile çalınamayacağı iddia edilen güç bir parçanın notasını önüne alıp hemen çalmış ve bu başarısına karşılık bir STRADIVARIUS kemanı kazanmıştı.


*Yalnız çalışı değil, iskelete benzeyen vücudunun sahnede görünmesi de dehşet ve korku verirdi. ‘Şeytanın Oğlu’ diye hakkında söylentiler çıkmış, insan cinsinden ebeveyni bulunduğunu ispat için annesinin mektuplarını yayınlamak gereğini duymuştur.


*Bir ara da kemanının sol telini, öldürdüğü metresinin bağırsağından imal ettiği söylentileri ortaya çıkmıştır. Kendisi de dehşet uyandırmak için elinden geldiğince çalışmış, insanüstü bir kudret sahibi olmadan dehasının mümkün olamayacağına etrafını inandırmak istemiştir.* Paganini’nin konserine gitmek, çoğu zaman müzikli bir sirke gitmekten farksızdı. Sık sık kemanının teli kopardı. Bu kopuşların hileli olduğu çok söylenmiştir. Fakat en azından başlangıçta bu bir kaza idi… İlk konserlerinden birinde bir terslik olmuş, çaldığı parçanın güç bir yerinde kemanının teli kopmuştu. Paganini hiç istifini bozmadan 3 telle konserine devam etmiştir. Bu kazanın Paganini’ye bir ders verdiği ve sanatçının diğer konserlerinde dinleyicileri hayran bırakmak için bile bile telleri kopardığı söylenir. Konserini 3, 2, hatta 1 telle devam ettirdiği çok görülmüştür. Bu denemeler besteciye 1 tel üzerinde çalınabilecek bir eser meydana getirmek düşüncesini ilham etmiş ve Paganini ‘Sol Teli Üzerinde FANTAZYA’yı böyle yazmıştır.


* İtalya'nın Parma şehrinde gömülüdür.


* Böle müzik olamaz denilerek İçine şeytanın girdiği düşünülmüş öldürülmek istenmiştir...


* İtalyan Posta İdaresi 1982 yılında, doğumunun 200. yılı anısına bir hatıra pulu bastırmıştır.


* Livorno’da verdiği bir konserden sonra bir Fransız tüccar kendisine Guarnerius yapımı olağanüstü bir keman hediye etti. Paganini hayatı boyunca bu kemanı çaldı. Bu keman halen Cenova’da saklanmakta ve sergilenmektedir.* 1825 yılında beraber turneye çıktıkları Antonia Binachi'den Cyrus Alexander adında bir oğlu olmuştur. Her nekadar oğlunun annesiyle evlenmese de ömrünün sonuna kadar oğlundan ilgisini esirgememiştir.*********


Violin Concerto No.2 1.Movement (17.3 Mb.)
Violin Concerto No.1 1.Allegro Maestoso (17.4 Mb.)
Caprice No.1 (1.2 Mb.)
Caprice No.2 (1.8 Mb.)
Caprice No.3 (2 Mb.)
Caprice No.4 (4.3 Mb.)
Caprice No.5 (1.8 Mb.)
Caprice No.7 (2.8 Mb.
Caprice No.8 (2 Mb.)
Caprice No.9 (1.61 Mb.)
Caprice No.10 (1.36 Mb.)
Caprice No.11 (2.53 Mb.)
Caprice No.12 (2.57 Mb.)
Caprice No.13 (1.96 Mb.)
Caprice No.14 (908 Kb.)
Caprice No.15 (2.16 Mb.)
Caprice No.16 (1.2 Mb.)
Caprice No.17 (2.76 Mb.)
Caprice No.18 (2.21 Mb.)
Caprice No.19 (1.19 Mb.)
Caprice No.20 (2.2 Mb.)
Caprice No.21 (2.18 Mb.)
Caprice No.22 (1.59 Mb.)
Caprice No.23 (4.6 Mb.)
Caprice No.24 (4.07 Mb.)

20 Aralık 2007 Perşembe

İNÖNÜ ÜNÜVERSİTESİNDEN KONTRBAS ÇALANLARA BİR KAÇ ÖNERİ;)



Değerli Kontrbas öğrencileri, ne yazık ki kendi dilimizde Kontrbas ile ilgili kaynak kitap, kaynak Web sayfası bulma şansınız pek yok, hatta hiç yok. Bu yüzden özellikle sizlerin İngilizce'nizi geliştirmeniz şart. Yoksa, beyin olarak geri kalırsınız. Sizler için aşağıda seçtiğim bazı linklerde gezinebilirsiniz.

KLASİK MÜZİK DİNLEMEK İSTERSENİZ ;)




Anonim
İspanyol Romansı (Klasik Gitar) (1.14Mb.)
Albeniz
Asturias Layenda (4.15Mb.)
Albinoni
Adagio in G (7.15 Mb.)
Bach
Badinerie (1.08 Mb.)
Toccata and Fugue D minor (7.6 Mb.)
Prelude C Minor BWV 999 (Guitar) (1.65MB.)
Brandenburg Concerto No.3 G Minor BWV 1048 1.Allegro (2.62 MB.)
Prelude in C Major (2 Mb.)
Ave Maria (4.7 Mb.)
English Suite No.3 (3.2 Mb.)
Minuet in G (1.28 Mb.)
Little Fugue in G (3.31 Mb.)
Nun Komm Der Heid (1 Mb.)
Invention in E (3 Mb.)
Jesu Joy Of Mans (2.92 Mb.)
Wachet Auf BWV 64 (3.68 Mb.)
Puer natus in Bet (915 Kb.)
In dulci jubilo B (1.81 Mb.)
Invention in C Minor (1.89 Mb.)
Invention in E fl (1.99 Mb.)
Strange Loop (5.81 Mb.)
J.S.Bach - Air in G (Yoyo ma,Bobby McFlarren)(3.89 MB.)
Air in G (3.9MB.)
Ach Suite No 3(For Solo Cello) - VI Gigue (3.5 MB.)
Whos Been Sleeping (2.23 MB.)
Preludes and Fugues - 6 Little Preludes C major (1.17 MB.)
Prelude BWV541 (2.95 MB.)
Preludes and Fugues - Preludein G major BWV902 (2.23 MB.)
Preludes and Fugues - Praeambulumin C major BWV924 (1.58 MB.)
Preludes and Fugues - Praeludiumin D minor BWV935 (1.27 MB.)
Preludes and Fugues - Praeludiumin D major BWV936 (1.76 MB.)
Preludes and Fugues - Praeludiumin E major BWV937 (1.29 MB.)
Preludes and Fugues - Praeludiumin E minor BWV938 (2.68 MB.)
Preludes and Fugues - Fugue in C major BWV952 (1.15 MB.)
Preludes and Fugues - Fugue in C major BWV953 (1.19 MB.)
Preludes and Fugues - Fughetta in C minor BWV961 (2.18 MB.)

Bartok
Bartok Viola Concerto 1st mvmt. (16.3 Mb.)
Beethoven
Moonlight Sonata No.14 Op.27 - Adagio Sousteneto (4.9 Mb.)
Moonlight Sonata No.14 Op.27 - Allegretto (2.03 Mb.)
Moonlight Sonata No.14 Op.27 - Presto Agitato (5.56 Mb.)
Appassia Sonata No.23 3.mvnt. (6.9 Mb.)
Minuet in G (1.35MB.)
Turkish March from The Ruins of Athens (Türk Marşı) (1.19 Mb.)
Symphony No.5 D Minor Op.67 (6.45 Mb.)
Violin & Piano Sonata No.9 (a Minor) Op.47 ("Kreutzer") (4.68 Mb.)
Romance for Violin and Orchestra Op.50 (F Major) (7.85 Mb.)
Violin Concerto in D Op.61(4.91 MB.)
Rage Over a Lost Penny (6.23 MB.)
Piano Sonata No.8 Pathetique 1Grave-Allegro molto e conbrio. (7.2 Mb.)
Piano Sonata No.8 Pathetique 2 Adagio Cantaible (3.56 Mb.)
Piano Sonata No.8 Pathetique 3 Rondo Allegro. (4.11 Mb.)
Für Elise (2.85 MB.)
Piano Sonata No.1 F Minor Mov.1 (3.97 Mb.)
Bizet
Carmen (4.37)
Brahms
Hungarian Dance No.1 (3.1 Mb.)
Hungarian Dance No.5 (2.1 Mb.)
Brahms E flat Viola Sonata 1st mvmt. (10.6 Mb)
Britten
Variationan fugue ona theme of Purcell Op.34 (4.34 Mb.)
Chopin
Prelude in E minor Op.24 No.4 (2.06Mb.)
Funeral March (Guitar) (1.7 Mb.)
Fantasie Impromptu Op.66 (4.47 Mb.)
Polonaise No.6 A Flat Major Op.53 (Heroic) (6.4 Mb.)
Ballade No.1 Op.23 G minor (8.04 Mb.)
Prelude - Raindrop (5.7 Mb.)
Nocturne in C-sharp Minor (The Pianist) (2.67 Mb.)
Nocturne Op.55 No.2 (4.31 Mb.)
Piano Nocturne in Ebm (3.72 Mb.)
Etude No.3 (3.98 Mb.)
Prelude No.16 B Moll Presto Con Fuoco (1.01 Mb.)
Waltz in c-sharp minor Op.64 No.2 (2.91 Mb.)
Corelli
Corrente (2.23 Mb.)
Debussy
Claire de Lune (1.97 Mb.)
Reveire (1.23 Mb.)
Dvorak
Humereske (2.29 Mb.)
Gershwin
Rhapsody in Blue (12.7 Mb.)
Grieg
The Hall Of The Mountain King (2.45 Mb.)
Haendel
Danielberthiaume lachandell (461 Kb.)
Lascia (3.4 Mb.)
Water Music (2.4 Mb.)
Bourree (573 Kb.)
Passacaile (4.75 Mb.)
Haydn
London Trios - Allegro (639 Kb.)
London Trios - Excerpt (514 Kb.)
Ivanovichi
Donauwellen (Tuna Dalgaları) (7.04 Mb.)
Korsakov
The Flight Of The Bumble Bee (piano) (1.12 Mb.)
The Flight Of The Bumble Bee (Yoyo ma, Bobby McFlarren) (0.99 Mb.)
Song of India (2.01 Mb.)
Liszt
Liebestraume No.3 (3.53 Mb.)
Hungarian Rhapsody No.2 C Minor (8.2 Mb.)
Paganini - La Campanella No.3 (Trans. for Piano) Liszt Version.(4.5 Mb.)
Mendelssohn
Violin Concerto Op.64 E Minor Allegro molto appasianto (12.2 Mb.)
Hebrides Overture (Fingal Mağarası) (9.42 Mb.)
Wedding March (4.2 Mb.)
Monti
Nigel Kennedy Plays- Vittorio Monti - Czardas (1.71 Mb.)


eflatunbebek.com sitesinden.

Yine hocam Ayhan Çakır' dan Hüzzam Taksim .



TAKSİM HOCAM AYHAN ÇAKIR' DAN;)

Taksim hocam Ayhan Çakır' dan;)


19 Aralık 2007 Çarşamba

Cihat Aşkın... Nihavent Longa

beste: Kemane Kevser Hanım

KLASİK KEMENÇE DİNLEMEYE NE DERSİNİZ;)


Klasik kemençe ses kayıtları kemenceviler.com sitesinden;)


AHENK 2 KONSER KAYDIklasik-kemençe Ahenk 2 konser kaydı 1klasik-kemençe Ahenk 2 konser kaydı 2.

İHSAN ÖZGEN MAHUR ESER (Rauf Yekta)klasik-kemençe İhsan Özgen Mahur Eser.

NECDET YAŞAR ENSEMBLE (kemençevi Hasan Esen)klasik-kemençe Necdet Yaşar Ensemble.

İHSAN ÖZGEN MAHUR TAKSİMklasik-kemençe İhsan Özgen Mahur Taksim.

HASAN ESEN HÜZZAM TAKSİMklasik-kemençe Hasan Esen Hüzzam Taksim.

DERYA TÜRKAN (Ahenk 2 albümü için yapılmış,daha sonra albüme koymaktan vazgeçilmiş olan nikriz taksim)klasik-kemençe Derya Türkan Nikriz Taksim.

İHSAN ÖZGEN (İhsan Özgen kendisini ve k.kemençeyi tanıtıyor.Sonrasında icra ettiği eserler var.Söyleşi arasında Ruşen F.Kam hakkında bilgilerde veriliyor.)klasik-kemençe İhsan Özgen'i tanıtma programı.

DERYA TÜRKAN-ÜMİT MUTLU BERGAMA ZEYBEĞİklasik-kemençe Bergama Zeybeği.

ŞENER DİNÇER NİHAVENT ZEYBEKklasik-kemençe Nihavent Zeybek.

DERYA TÜRKAN NİHAVENT TAKSİM (Altınoluk Alaeddin Yavaşça konserden kayıt)klasik-kemençe NihaventTaksim (açılan sayfada üzerinde "download this file" yazan mavi butonuna tıklayınız ).

FURKAN BİLGİ - MEHMET EMİN BİTMEZ- AHMET TOZ(ney) -TURGUT ÖZÜFLER(kanun)klasik-kemençe Hicazkar Peşrev(açılan sayfada altta bulunan büyük download linkine tıklayıp bekleyiniz.)

klasik-kemençe Uşşak Peşrev. ŞENER DİNÇER (Santur isimli albümden Batum isimli eser)

klasik-kemençe Batum (açılan sayfada altta bulunan saniyelerin bitmesini bekleyip, download linkine tıklayınız) .

DERYA TÜRKAN SABA ZEYBEK (Girit'teki konserden kayıt) klasik-kemençe Saba Zeybek (açılan sayfada altta bulunan büyük download linkine tıklayıp bekleyiniz.). DERYA TÜRKAN PESENDİDE TAKSİM (Taksim Emrah Tuncer tarafından gönderilmiştir.Kendisine teşekkür ederim.) klasik-kemençe Pesendide Taksim (açılan sayfada altta bulunan büyük download linkine tıklayıp bekleyiniz.).

NAZMİ ÖZALP TAKSİMklasik kemençe Nihavent Taksim.

EMRE ERDAL MAHUR TAKSİM-SAZ SEMAİSİklasik kemence Mahur Taksim klasiik kemence Mahur Saz Semaisi.

FURKAN BİLGİ - MURAT TOKAÇ _ 2 (OYUN ATÖLYESİ )klasik-kemence-tanbur Düğün Evinde Hüseyni Saz Eseri klasik-kemence-tanbur Nikriz Saz Semaisi Refik Fersan.

EMRE ERDAL - HÜZZAM TAKSİMklasik_kemençe İndirmek için tıklayınız için tıklayınız .

ONBİRLİ ÜSKÜP HALK DANSI (Kemençevi_Emrah Tuncel)klasik_kemençe İndirmek için tıklayınız için tıklayınız .

EMRE APAYDIN - HİCAZ TAKSİMklasik-kemence Hicaz taksim için tıklayınız .

FURKAN BİLGİ - MURAT TOKAÇ (OYUN ATÖLYESİ ) (daha önce bir karışıklıktan dolayı CRR konserleri adıyla yayınlanmıştı.Yanlışlık düzeltildi.Özür dilerim.)klasikkemence-tanbur Şedaraban Peşrev indirmek için tıklayınızklasikkemence-tanbur Nihavent Longa indirmek için tıklayınız .

İHSAN ÖZGEN SABA VE BESTENİGAR TAKSİMLERİİhsan Özgen'in Klasik-kemençe Saba taksimini indirmek için tıklayınız İhsan Özgen'in Klasik-kemence Bestenigar taksimini indirmek için tıklayınız . PHAEDON SİNİS-kendi sitesinden alınan ses kayıtları(bu kaynağa sayın Ebed Gümüşel sayesinde ulaşılmıştır. Kendisine teşekkür ederim)

Phaedon Sinis klasik_kemence muhayyer taksim ve ısfahan saz semaisi indirmek için tıklayınız (açılan sayfada linklere sağ tıklayıp "hedefi farklı kaydet " şeklinde indiriniz.). FURKAN BİLGİ (Bu güzel taksimleri bizimle paylaştığı için kendisine kemenceviler.com adına teşekkür ederim)klasik-kemence Usak_taksim.mp3.html (açılan sayfada linke sağ tıklayıp "hedefi farklı kaydet " şeklinde indiriniz.)

klasik-kemençe Şedaraban geçkili taksim (açılan sayfada linke sağ tıklayıp "hedefi farklı kaydet " şeklinde indiriniz.). ALEKO BACANOSklasik-kemence Aleko Bacanos1 indirmek için tıklayınız (açılan sayfada linklere sağ tıklayıp "hedefi farklı kaydet " şeklinde indiriniz.)klasik-kemence Aleko Bacanos2 indirmek için tıklayınız .

PARAŞKO - Saz Eseri klasik kemençe Paraşko 1 adet mp3 indirmek için tıklayınız (açılan sayfada altta bulunan büyük download linkine tıklayıp bekleyiniz.). HASAN ESEN - Eserler ve taksim (Hasan Esen hocama siteye yardımlarından dolayı teşekkür ederim)klasik kemence Üç eser ve bir taksim indirmek için tıklayınız (açılan sayfada linklere sağ tıklayıp "hedefi farklı kaydet " şeklinde indiriniz.).

ŞENER DİNÇER - K.Kemençe ile eşlik (Dünya Müzikleri Albümü/İran Anonim Eser)(K.Kemençe-Şener Dinçer,Ney-Yavuz Akalın,Santur-Ümit Mutlu,Perküsion-Berkant Çakıcı)klasik kemençe Şener Dinçer / Iran_Enstrumental.mp3.html (6mb) (açılan sayfada linke sağ tıklayıp "hedefi farklı kaydet " şeklinde indiriniz.).

İHSAN ÖZGEN - HASAN ESEN ATİNA KONSERLERİ 3klasik kemence Atina-konserleri-3 indirmek için tıklayınız (32mb) (açılan sayfada linke sağ tıklayıp "hedefi farklı kaydet " şeklinde indiriniz.).

İHSAN ÖZGEN - HASAN ESEN ATİNA KONSERLERİ 2klasik kemençe Atina konserleri 2 adet mp3indirmek için tıklayınız (açılan sayfada linke sağ tıklayıp "hedefi farklı kaydet " şeklinde indiriniz.).

İHSAN ÖZGEN - HASAN ESEN ATİNA KONSERLERİ 1(1989 yunanistan kanallarından çekim) (Tanbur:N.Gülses,Kanun:E.Deran,Ud:M.Torun,Ney:Ö.Erdoğdular-S.Özçimi,Kudüm:H.Ungay,Bendir:F.Zülfikar)klasik kemenceAtina1-1.mp3.html (13mb) (açılan sayfada 10 sn bekleyiniz.İndirmeniz için mp3 önünüze gelecektir.)klasik-kemençe Atina 1-2.mp3.html (11mb) klasik kemence Atina 1-3.mp3.html (5mb)klasik kemençe Atina 1-4.mp3.html (12 mb)


. DERYA TÜRKAN VE YAVUZ AKALIN KONSERİ SES KAYITLARI klasikkemence Derya Türkan ve Yavuz Akalın konseri 3 adet mp3indirmek için tıklayınız (açılan sayfada linklere sağ tıklayıp "hedefi farklı kaydet " şeklinde indiriniz.)(Konserin sonundaki bir bölüm daha sonra eklenecektir. Bu bölümleri çektikten sonra herhangi bir mp3 birleştirme programı kullanarak birleştirebilirsiniz). DERYA TÜRKAN ÖZEL KAYIT(Derya Türkan Hocam'ın bana hediye ettiği, TRT İstanbul Radyosunda doldurulmuş olan kasette Tahir Buselik,Suzidil ve Bestenigar makamları arasında geçki yapılmış , iki ayrı taksim bulunmakta.Bu linkten ilk taksimi indirebilirsiniz.ikinci taksimi daha sonra yayınlayacağım)klasik kemence İndirmek için tıklayın (13 mb) (açılan sayfada 10 sn bekleyiniz.İndirmeniz için mp3 önünüze gelecektir.)
.

MURAT AYDEMİR-DERYA TÜRKAN Konser Ses kayıtları (Cemal Reşit Rey)klasik kemence Derya Türkan ve Murat Aydemir konser kayıtları 1-2 (açılan sayfada linklere sağ tıklayıp "hedefi farklı kaydet " şeklinde indiriniz.)klasik kemence Derya Türkan ve Murat Aydemir konser kayıtları 3-4 NOT:Bazı ses kayıtları ".rar"sıkıştırma formatı ile sıkıştırılmıştır.Winrar programı ile açabilirsiniz.Winrar programını indirmek için tıklatınız
kemenceviler@gmail.com

küçük bi öneri;) ben indirdiğimde downloadu tıkladım ve biraz beklettikten sonra karşıma
Your download should begin shortly.If it does not, try Download file now gibi bir yazı çıktı...ordaki downlod file now u da tıklayınca indirmeye başladı;)

NAZARİYAT - 4 -

Türk Musikisi Makamları Hakkında Ayrıntılı Bilgi ve Ses Örnekleri

Makamlar :

A-Basit Makamlar :

1-Rast Makamı :

Durağı = Rast PerdesiGüçlüsü = Neva PerdesiSeyri = ÇıkıcıYedeni = Irak PerdesiDonanım = Segah(Si )ve Eviç(Fa#)Dizisi = Rast perdesinde Rast 5'lisine Neva perdesinde Rast 4'lüsünün eklenmesiyle olusur.








Seyri = Seyre Rast perdesinde baslar. Rast 5'lisinin ve Yegehtaki Rast 4'lusününseslerinde dolaştıktan sonra Neva perdesinde Geçici olarak yarım karar yapılır. Nevadaki Rast 4'lüsü ve daha az olarak Gerdaniye üzerindeki Rast 5'lisinin inici nağmelerde Eviç perdesi yerine Acem perdesi kullanılır. Bu durumda Neva üzerindeki Rast çesnisi Buselik çesnisine donüşür.Rast 5'lisine Nevada Buselik 4'lüsü eklenmesiyle oluşan dizi Acemli Rast adını alır. Seyir esnasında Rast'ta Rast, Segahta Segah, Dügahta Uşşakli asma kalışlar yapılır. Kararsa çoğu zaman yedenli olur.




TANBUR METODU



Necip Gülses Tanbur Metodu



TÜRK MÜZİĞİ VE KANUNA GÖNÜL VERENLER İÇİN ;)





Kanuna gönül verenler için Gültekin AYDOĞDU - Tâhir AYDOĞDU ' nun hazırlamış olduğu bir makale...okumak için tıklayın;)


Ayrıca yine Tahir Aydoğdu' ya ait ve kanunla ilgili bir çok şeyin paylaşıldığı bir site ;)


Kanun severlerle birlikte olmak istiyorsanız ve Türk müziği eserlerine merakınız varsa , akort sorunum var, nota bulamıyorum vs.diyorsanız ben bi uğrayın derim ;) http://www.tahiraydogdu.com/fan/

NAZARİYAT - 3 -

Ahmet Hatipoğlu Türk Müziği Nazariyatı için

tıklayın ;)



Ahmet Hatipoğlu Türk Müziği Nazariyat eki için

tıklayın ;)

18 Aralık 2007 Salı

SAZ MUSİKİSİ BESTE FORMLARI

PEŞREV

Sazlı eserlerin en büyük formlarından biri olan daima ilk olarak çalınır peşrevler çalındıktan sonra diğer sazlı ve sözlü eserlere geçilir.
Peşrevler hane adı verilen bölümlerden yapılmıştır. Her haneden sonra teslim adı verilen küçük bölümler çalınır

SAZ SEMAİSİ

Saz semailer yalnız sazlarla icra edilen musiki eserleridir. Bunlarda tıpkı peşrevler gibi hane ve teslim gibi bölümlere ayrılır. Saz semailerin usulleri altı zamanlı semai usul ile ya da on zamanlı aksak semai usulüdür, ancak dördüncü hanede usul değişir üç zamanlı veya altı zamanlı olur.

METHAL

Sözcük anlamı giriş demektir batı müziği eserlerindeki uvertür ü hatırlatır Bazı bestekârlarımız tarafından “Müsabahat-i Musikiye” yani Musiki Sohbetleri adı altında da bestelenmiştir.

SİRTO

Sirto adı yunanca kökenli bir sözcükten gelir ait olduğu toplulukta kadın ve erkeklerin toplu halde oynaması olarak bilinir. Türk Sanat Musikisi bünyesinde oyun havası sayıldığı halde hiçbir zaman raks unsuru olarak görülmemiştir. Hareketli bir saz eseri formu olarak kullanılmıştır. Üç ya da dört bölümlüdür Sirtolar iki dörtlük “nim sofyan ” usulünde bestelenmiştir

LONGA

Longa sözcüğü Latince kökenlidir. Türk Musikisine Romen Musikisinden geldiği tahmin edilir. Oyun havaları arasında sayıldığı halde buda sirto lar gibi raks unsuru olarak kullanılmamıştır. Longalar genellikle dört bölümden oluşur iki dörtlük “nim sofyan ” usulünde bestelenmiştir

MANDIRA

Halk musikimizden kaynaklanan, Mandıra usulü denen yedi zamanlı ritmi ile bestelenen bir beste türüdür. Nitelik açısından Karadeniz yöremizin oyun havalarını hatırlatır. Eskiden oyun havası olarak kullanılmıştır. Üç ya da dört bölümden oluşan mandıralarda Teslim yoktur.

TAKSİM

Taksim adını nereden geldiği bilinmemektedir. Çoğunluğun kabul ettiğine göre düzenli bir akış içinde devam eden fasıl programının arasında yapıldığı ve akışı ikiye böldüğü için bu ad verilmiştir. Bu icra sırasında veya tek başına bir saz sanatkârının, bir makam çerçevesinde veya değişik makamlara geçerek doğaçlama olarak yaptığı bestelerdir.

ÇİFTETELLİ

İstanbul folklorundan kaynaklanarak Klasik musikimize girmiş anonim bestelerdir. Her zaman için Raks unsuru olarak kullanılmıştır.

MAKAMLARIN ANLAMLARI...NAZARİYAT - 2 -

MAKAMLARIN ANLAMLARI


1-Hicaz Makamı; Kelime anlamı Arabistan’da ki bir ilin adıdır.İlk defa 14. y.y da Urmevi nin eserlerinde rastlanmaktadır.

2-Nihavent Makamı;Kelime anlamı Iranda Luristan Eyaletinde Hanedanın güneyinde Tarihi bir şehrin adıdır

3-Hüzzam Makamı;Kelime anlamı Koyu hüzün Anlamındadır.İlk defa kantemura ait eserlerde rastlanmaktadır.

4-Kürdilihicazkar Makamı;İlk defa 1855 yılında Hacı Arif Bey tarafından kullanılmıştır

5-Rast Makamı Doğru,dosdoğru ve düzgün anlamındadır.İlk defa 14.y.yda Safiyüdün Abdülmümin nin esrlerinde rastlanmaktadır.

6-Uşşak Makamı;Arapça Aşıklar anlamına gelmektedir İlk defa 14.y.yda Safiyüdün Abdülmümin nin esrlerinde rastlanmaktadır.

7-Hüseyni Makamı;Hüseyin’e ait anlamına gelmektedir. İlk defa 14.y.y da Safiyüdün Abdülmümin nin esrlerinde rastlanmaktadır.

8-Muhayyer Makamı;Serbest,Takdir ve beğenişe kalan anlamındadır. İlk defa 14.y.yda 2. Memede ait eserlerde rastlanmaktadır.

9-Mahur Makamı;Hindistan da Hayrabad Nizamlığında bir şehir adı. . İlk defa 14.y.yda 2. Memede ait eserlerde rastlanmaktadır.

10-Hicazkar Makamı;Zarafet ve hayal gücü anlamına gelmektedir.18.y.y ın ikinci yarısında Abdulbaki Nasır Dedenin eserlerinde görülmektedir.

11-Karcığar Makamı;Türkçe Yırtıcı kuş anlamına gelmektedir.

12-Saba Makamı;Hafif ve letafetli esn sabah rüzgarı anlamına gelmektedir.İlk defa 2.Memede ait kuramlarda görülmektedir.

13- Suznak Makamı;Yakıcı anlamındadır.1785 yılında tahminen Vardokosta Seyfi Ahmet Ağaya ait eserlerde rastlanmaktadır.

14Muhayyer Kürdi Makamı;İlk defa 19.y.y da müezzin başı Rıfat tarafından bulunduğu 2 .Mahmuda ait eserlerde görülmektedir

15-Segah Makamı;Açık ve soylu bir hüzün duygusu anlamına gelmektedir

16-Acem Aşıran Makamı;İranlı Canlılar anlamına gelmektedir.17.y.y da Hafız postun düzenlediği Söz dergisinde bahsedilmektedir.

17-Acem kürdi Makamı;İlk defa Kavaidi Tanbur adlı yayında rastlanmaktadır

18-Buselik Makamı;Ebu Selik anlamındadır.ilk defa 14,y,y da ik,nci safiyüddine ait eserlerde görülmektedir.

19-Nikriz Makamı;Bugünkü İrand Fars Eyaletinde Şiran ile Kirman arasında bir şehrin adıdır.İlk defa 15.y.da İkinci Memede ait eserlerde görülmektedir

20-Bayati Makamı;Bayat Oğuz boyundan gelmektedir.İlk defa Kantemurda görülmektedir

TÜRK MÜZİĞİNDE USULLER

MUSİKİ VE USULÜN EVRİMİ

Uygarlıkların beşiği olarak kabul edilen Orta Asya dan başlayan büyük Türk göçü bu Musiki kültürünü,ritmini doğal olarak yeni yerleşim bölgelerine de taşımıştır.Ancak zaman içerisinde bölgesel değişikliklerde göstererek günümüze taşımıştır.

Türk musikisinin gelişimi altı ana başlık halinde incelenebilir .Bu gelişim ve değişmede Büyük türk bilginleri ve müzisyenleri Farabi,Safiyüddin,Dede Efendi nin KATKILARI ÇOK BÜYÜKTÜR.

1-Abdül kadir Meragiye kadar olan süreç
2-Buhurizade Mustafa Itri ye kadar olan süreç
3-Hammamizade İsmail Dedeye kadar olan süreç
4-Hacı Arif Beye kadar olan süreç
5-Rauf Yekta H.Saadettin Arel Dr. Suphi Ezgiye kadar olan süreç
6-Günümüze kadar olan süreç

1- Abdül kadir Meragiye kadar olan süreçte Türk musikisinin evrensel yapısı içinde başlangıçtan itibaren mevcut olan ritim olgularında ve dizisel sistemde değişim izlenir.Ritmik yapıda ve Makamsal yapılanmalarda gelişim görülür.

2- Buhurizade, Mustafa Itri ye kadar olan süreç Ritm Ve Makam olguları Abdülkadir Meraginin Ritm Makam anlayışı ve müzik formları ile klasik hüviyetine bürünmüştür.

3-Buharzade Mustafa Itri Efendiden Hammamizade İsmail Dedeye kadar olan süreçte Klasik bir evrim geçirmiştir. Özellikle Buharizade Mustafa Itri Efendinin erişilmesi güç düzeydeki makam form ve eşsiz ritm kavramı Musikide ve Ritimde yeni boyutlar getirmiştir.

4-Hamamizade İsmail Dede Efendiden Hacı Arif Beye kadar olan süreçte Neoklasik bir evrim sürmüştür. Neoklasizim Hammamizade İsmail Dede Efendi ile başlamıştır. Özellikle Dede Efendide

—Klasik üsluba bağlı olarak gelişen Neoklask anlayışı görülür.
—Yapıtlarının güfte-Melodi-Ritm beraberliğinde eşiz üstünlük vardır
—Form zenginliği görülür.
—Makam bulguları vardır.
—Güçlü bir ifade ve asil bir melodik yapı vardır
-Ritm anlayışı ve kullanışı ve bulguları usul zenginliğini de beraberinde getirir.

5-Hacı Arif Beyden Rauf Yekta H.Saadettin Arel Dr. Suphi Ezgiye kadar olan süreçte Romantik bir anlayış yaşamıştır.Bu anlayış Şarkı Formunun Yüksek seviyeli bestelerini de beraberinde getirmiş ve yeni usul kalıpları bulunmuştur.

6-Günümüze kadar olan süreçte yeni çağdaş bir anlayış musikimize damgasını vurmuştur.

Bu evrimler içinde Musiki Teorisinde bilimsel veriler ve teorik yapıda yeni boyutlar gözlenmiştir.

Türk Musikisi,Türklerin tarih boyunca kurdukları İmparatorluklar ve Devletlerle egemen oldukları Ülkelerde geniş etkliler yapmış ve derin izler bırakmıştır.




USUL HAKKINDA

Seslerin süre ve volümünü aynı anda gösteren kavrama VURUŞ denilir. Bu vuruşlar belirli şekillerle sıralanarak birer kalıp oluştururlar. Oluşan bu kalıba USUL denilir.Usuller ikiye ayrılır: Basit ve Birleşik Usuller.

1 BASİT USULLER:En basit usul iki vuruştan oluşur:Önce yüksek volümlü bir vuruş: DÜM!Ardından zayıfça bir vuruş: TEK! Vuruşların süreleri eşit, ancak volümleri çok farklıdır.
Sonuç: DÜM +TEK. İşte bu bir usuldür ve her ölçüde tekrarlanır.
DÜM +TEK, DÜM + TEK, DÜM + TEK, DÜM +TEK...Buna iki vuruşluk bir usul denilir.Kimi kaynaklarda iki zamanlı usul de denilir Bunun terimsel adı: NİM SOFYAN dır.

1.1 NİM SOFYAN
Bir eserin baş kısmında solda bu terimi gördüğünüzde bu eserin vuruşlarını kolayca anlamış olacaksınız. Ayrıca ; donanımın hemen akabinde 2/4 ifadesi varsa vuruşların her biri bir DÖRTLÜK nota değerindedir. 3/8 ifadesi kullanılmışsa vuruşların her biri SEKİZLİK nota değerindedir.Yukarda anlattığımız gibi usul DÜM +TEK, DÜM + TEK, DÜM + TEK, DÜM +TEK... Şeklinde icra edilir.

1.2 SEMAİ Türk müziğinde bir ölçü içinde üç vuruşun bulunduğu usule SEMAİ denilir. Batı müziğindeki VALS isimli dansın icra şeklidir. Vuruşlar sırayla: DÜM+TEK+TEK şeklindedir. Eserin başında ¾ ifadesi varsa vuruşların her biri bir DÖRTLÜK nota değerindedir. 3/8 ifadesi kullanılmışsa vuruşların her biri SEKİZLİK nota değerindedir.

2 BİRLEŞİK USULLER:Yukarda anlattığımız basit usuller farklı kombinasyonlarla birbirlerine eklenerek çeşitli usuller elde edilmiştir.

2.1 DÖRT VURUŞLU USUL:SOFYAN:Yukarda anlattığımız basit usullerden Nim sofyanın iki adedinin bir ölçü içinde birleştirilmesinden meydana gelir. Zaten Nim sofyan demek yarım sofyan demektir iki yarım sofyanı birleştirerek bir sofyan elde edilmiştir.Vuruşlar sırayla: DÜÜM+TE+KE şeklindedir. Görüldüğü gibi ilk vuruşun hem volümü yüksek, hem de iki vuruşluk süresi vardır. Eserin başında 4/4 ifadesi varsa vuruşların her biri bir DÖRTLÜK nota değerindedir. 4/8 ifadesi kullanılmışsa vuruşların her biri SEKİZLİK nota değerindedir.

2.2 BEŞ VURUŞLU USUL:TÜRK AKSAĞI:Yukarda anlattığımız basit usullerden Nim sofyan ile semainin bir ölçü içinde birleştirilmesinden meydana gelir. Vuruşlar sırayla: DÜÜM+TE EK+TEK şeklindedir. Görüldüğü gibi ilk vuruşun hem volümü yüksek, hem de iki vuruşluk süresi vardır. İkinci vuruşun ise volümü düşük ancak süresi iki vuruşluk süredir. Böylece; 2+2+1=5 vuruşluk bir ölçü tamamlanır. Eserin başında 5/4 ifadesi varsa vuruşların her biri bir DÖRTLÜK nota değerindedir. 5/8 ifadesi kullanılmışsa vuruşların her biri SEKİZLİK nota değerindedir. Uygulama genellikle: DÜM+TEK+TEK+DÜM+TEK, ŞEKLİNDEDİR. Nim sofyan ile semainin yer değiştirmesi halinde ortaya çıkan usuller Curcuna denilen karmaşık usulde görülecektir.

2.3 ALTI VURUŞLU USUL: YÜRÜK SEMAİAltı zamanlıdır. Vuruş şekli: DÜM, TEK, TEK, DÜM, TE EK

2.4 YEDİ VURUŞLU USULLER:1 DEVRİHİNDÎ, Bir semai + Bir sofyan= DÜM, TEK, TEK, DÜ ÜM, TE EK2 DEVRİ TURANİki nim sofyan+ Bir semai = DÜ ÜM, TE EK, TE E EK,

2.5 SEKİZ VURUŞLU USULLER:1 DÜYEK, İki sofyan = DÜM, TE EK, TEK, DÜ ÜM, TE EK2 MÜSEMMENSemai +Nim sofyan+ semai = DÜ Ü ÜM, TE EK, TE E EK.

2.6 DOKUZ VURUŞLU USULLER:1 AKSAKBir sofyan+ Bir Türk aksağı = DÜ ÜM, TE, KE, DÜ ÜM, TE EK, TEK.2 EVFERBir sofyan+ Bir Türk aksağı = DÜ ÜM, TE, KE, DÜ ÜM, TEK, TE EK.3 RAKS AKSAĞIBir Türk aksağı +Bir sofyan= DÜ ÜM, TE E EK, DÜ ÜM, TE EK.4 OYNAKBir semai ve bir Yürük semai=DÜM, TEK, TEK, DÜ ÜM, TE EK, TE EK.

2.7 ON VURUŞLU USULLER:1 AKSAK SEMAİ, İki Türk aksağından meydana gelir=DÜ ÜM, TE, KA A, DÜ ÜM TE EK, TEK.2 LENF FAHTEBir Türk aksağı, bir semai ve bir nim sofyandan meydana gelmiştir.:DÜ ÜM, TE E EK, DÜM, TE EK, TE, KE.3 CURCUNAİki Türk aksağından meydana gelir=DÜ ÜM, TE, KA A, DÜ ÜM TE EK, TEK.İcra da beşer vuruşluk bölümlerin yeri sık sık değişebilir.4 ÇENG-İ HARBİİki nim sofyan, iki semaiden meydana gelmiştir:DÜM, TEK, DÜM, TEK, DÜM, TE EK, DÜM, TEK, TEK.

NAZARİYAT - 1-

MÜZİK (MUSİKİ): İnsanların anlatmak istedikleri duyguları melodilerle anlatma sanatıdır.
SES:Cisimlerin titreşmeleriyle oluşan ve hava vasıtasıyla kulağa taşınan kulakça algılanarak beyin tarafından değerlendirilen tabiat olayına denir.
SESLERİN ANALİZİ:
Konumuz olan ses temelde ikiye ayrılır:İnsan sesi, Enstrüman sesiİnsan sesi kendi özelliklerine göre ikiye ayrılır:
Erkek sesi, Kadın sesiÇocuk sesi Kadın sesi grubuna girer.

Erkek sesi üçe ayrılır: Tenor: İnce erkek sesi, Bariton: Orta kalınlıkta erkek sesiBas: Kalın erkek sesi.

Kadın sesi de üçe ayrılır:Soprano: İnce kadın esi, Mezzo soprano: Orta kadın sesi, Alto: Kalın kadın sesi

NOTA:Sesin yani müziğin kâğıda dökülmesinde kullanılan alfabeye nota denilir. Nota aynı zamanda sesleri gösteren işaretlere de denilir. Bunlar: DO, RE, Mİ, FA, SOL, LA, Sİ

PORTE:
Sözlerin yazılmasında tek çizgi kullanılır. İşaretler yani harfler bu çizginin üzerine yazılır. Müzikte ise üst üste beş çizgi kullanılır

ANAHTAR:
Portenin nasıl kullanılacağını gösteren işarete anahtar denilir. Türk müziği temelde insan sesini esas aldığı için yalnızca sol anahtarı kullanılmıştır. Bu işaret portenin alttan ikinci çizgisinden başlar. Bu çizgiye sol çizgisi denilir. Bu çizgiyi ortasına alan yuvarlak işarete de sol notası veya sesi denilir

Nota değerleri

En büyük birim: TAM SES tir. BİRLİK NOTA denilir.Bu sesin/notanın yarısına ½ LİK NOTA kısaca: İKİLİK NOTA denilir. Buradaki bir ve bölü kelimeleri okunmaz.İkilik notanın yarısına ¼ lük, yani DÖRTLÜK NOTA denir.Dörtlük notanın yarısına 1/8 lik yani SEKİZLİK NOTA denir. Sekizlik notanın yarısına 1/16 lık yani ONALTILIK NOTA denir.

NOTA İŞARETLERİ:



Aynı şekilde sessiz kalınma sürelerinin yani ES lerin de miktarları vardır. Aynı şekilde BİRLİK, İKİLİK, DÖRTLÜK, SEKİZLİK, ONALTILIK şeklinde kullanılır kendilerine özel işaretleri vardır. Es kullanmak gerektiğinde gerekli miktara ait işaretler büyükten küçüğe doğru yan yana yazılır.

ES İŞARETLERİ:


DONANIM


Bir müzik eserinin ilk satırının başlangıcında bazı işaretler yer alır. Bunlardan bazıları her satırın başına konulur. Bunları anlamadan eseri anlamak ve çözmek mümkün değildir.Yukarda anlattığımız sol anahtarının hemen yanında gerek duyulmuşsa diyez ve bemol işaretleri bulunur. Bu işaretler eserde kullanılan seslere ait bilgi verir. Yani sesin niteliğini anlatır. Dizi veya makam hakkında bilgi verir. Diyelim ki ortadaki çizginin üzerinde b harfine benzer bir işaret var. Bu bize Sİ sesinin 5 koma değerinde daha kalın çalınacağını ve söyleneceğini gösterir.Bu işaretlerin hemen yanında; C, 4/4, 2/4, 3 / 4, 8/8, ... gibi ifadeler vardır. Bu da usul hakkında bilgi verir

Türk Müziği Ses Sistemi

Batı müziğinde iki nota arasının 2 eşit parçaya bölünmesine karşılık Türk Müziğinde iki notanın arası koma denilen 9 eşit parçaya bölünür.
BATI MÜZİĞİNDE: LA sabit, Sİ Nil bemolü kullanılacak ise:
* * *LA Sİ
Sadece bir seçeneğimiz var. Sesi, bir aralığın ½ si kadar peşleştirebiliyoruz. Yani bir notanın sadece bir bemolü kullanılmaktadır.
OYSA TÜRK MÜZİĞİNDE:*LA *Sİ *Sİ

* * -. - * * *DÜGÂH KÜRDİ NİM KÜRDİ SEGÂH BUSELİK
Türk müziğinde 1, 4, 5, 8 ve komanın özel isimleri vardır ve makamları oluşturacak dörtlü ve beşliler oluşturulurken bunlar kullanılır.

ARALIKLAR


PİYANO İLE TÜRK MÜZİĞİ ÇALMAK

Aralık denilince iki ses arasındaki incelik kalınlık farkı anlaşılır: do ve re sesleri bir aralıktır. Batı müziğinde bir tam sesin ikiye bölünebilme özelliği vardır. Bunun için diyez ve bemol olmak üzere iki tane işaret kullanılır.(diyez önüne geldiği notanın sesini yarım ses kadar inceltir bemol ise kalınlaştırma görevini üstlenir)
Türk musikisinde ise diyez ve bemol işaretleri birden fazla değerde gösterilir.
Şöyle ki Bir tam ses dokuz eşit parçaya bölünür. Her parçaya ”koma” adı verilir Türk müziğinde komalar, bir, dört, beş, sekiz adedi bir araya getirilerek kullanılır. Bu komaların birleşmeleri yazıya döküldüğünde şöyle olur.



İcra esnasında ise bazı sesler yazıldığı gibi çalınmaz örnek verecek olursak si “koma “arızası almış bir eseri icra ederken bu ses teoride olmasa bile pratikte 2–3 koma daha pes basılır bu icranın bir simgesi olmamasına rağmen günümüze kadar böyle gelmiştir. (Türk müziğinin öğretilmesi meşk yoluyla olduğu için hocadan öğrenciye bu şekilde miras bırakılmıştır daha sonra müzik nazariyatını oluşturmak ve notaya dökmek yani metotlaşma çalışmaları yapıldığında en büyük problemlerden birisi bu olmuştur pratikte olan bir şeyi teoride kullanamamak)
Şimdi Türk Müziğinde en çok kullanılan ve batı Müziğinin Tamperaman (eşit düzenlilik)sistemine uymayan ama ısrarla icra edilen uşşak makamı dizisini inceleyelim.
Donanım: Anahtardan sonraki bölgeye verilen ad. Koma: Tabiatta duyduğumuz en küçük ses aralığı Uşşak Makamı :Durağı = Dügâh Perdesi(la)Güçlü = Neva Perdesi(re;)Seyri = ÇıkıcıYedeni = Rast Perdesi(sol)Donanım = Segâh perdesi (Si )Dizisi = Dügâh perdesi üzerindeki Uşşak 4'lüsüne Neva perdesinde Buselik 5'lisinineklenmesi ile oluşur

Makamı incelediğimizde ilk gözümüze çarpan si için koma bemol verilmiş olmasıdır yukarıda da belirttiğim gibi bu makamın icrasında donanımda gösterildiği gibi hiçbir zaman bir koma eksik icra edilmez daima iki üç koma pes icra edilir.
Başa dönersek Batı müziğinde seslerin sadece diyez ve bemol kullanılarak iki eşit parçaya bölündüğünü anlatmıştık. Konumuz piyano olduğu için örneğimizde piyano olacak. Her hangi bir uşşak eseri piyanoyla çaldığımızda batı müziğinin yapısından kaynaklı olarak si için koma bemolü olan sesler natürel olarak icra edilecek ve şöyle bir dizi ortaya çıkacaktır.

Sonuç olarak aralıklar, Türk müziğinde dörtlü ve beşliler makamların oluşmasında kullanılır, aralıkları karakteristik olup sabittir,

3. SES GRUPLARININ KULLANILMASI
Bu ses gruplarından ya bir dörtlü grup + beşli grup ya da beşli grup + dörtlü grup kombinasyonları kullanılarak makamlar elde edilir. Kombinasyondaki ilk grubun ilk sesi makamın karar sesidir. Çoğunlukla iki grubun birleşmesindeki ortak ses de güçlü sestir. Makamların meydana getirilmesine geçmeden önce bazı terimleri bilmemiz gerekir.

MAKAM:Türk müziğinde eserlerin ses dizilerini ve dizi özelliklerini; karar sesini, Güçlü perdesini, Donanımını, seyrini, Yeden sesini tek kelime ile ifade eden terimdir. Kelime anlamı yer olmakla birlikte sadece seslerin yerlerini göstermek yetmemiştir. Aynı yeri kullanan makamlar vardır. Melodi yapıları farklıdır.


KARAR SESİ:Bir eserin durak veya bitiş sesi, dizinin ilk sesidir. Örneğin, Rast makamının karar sesi rast ( sol) sesidir.


GÜÇLÜ PERDESİ:Çoğunlukla iki grubun birleşmesindeki ortak ses güçlü sestir. Eser icra edilirken, bu ses çok kullanılır. Asma karar dediğimiz melodik yapı değişmesi bu seste olur.


YEDEN:Durak perdesinden önceki sestir. Ancak her makamda böyle değildir. Bazen bu sesin diyezi de kullanılabilir.


SEYİR:Bir dizinin icrasında melodiler oluşurken alt seslerden üst seslere çıkılıyor veya tersi veya her ikisi de uygulanıyor olabilir. Bazı makamların diğer özellikleri aynı olmasına rağmen bu kullanım farkı makamı ortaya koyar. Bundan dolayı seyir terimini incelemekte fayda var. Seyir, üçe ayrılır:


ÇIKICI SEYİR:Dizinin karar sesinden başlayıp üst/tiz seslere çıkan melodi seyridir.


İNİCİ SEYİR:Dizinin tiz karar sesinden veya daha tiz seslerden başlayarak karar sesine inen melodi seyrine denilir.


ÇIKICI İNİCİ SEYİR:Hem çıkıcı hem de inici melodi özellikleri gösteren seyir şeklidir.


MAKAMLARIN OLUŞTURULMASI:Yukarda anlattığımız ses gruplarını çeşitli kombinasyonlarda kullanarak birbirinden farklı diziler elde ederiz. Elde ettiğimiz bu dizilerin karar seslerini değiştirebilir veya yapısal eklemeler yapabiliriz. İşte bu özelliklerine göre makamı üç grupta inceleyebiliriz.


1 BASİT MAKAMLAR:Yukarda bahsettiğimiz dörtlü ve beşli ses gruplarını aynen kullanan makamlardır. On üç adettir. Makamın güçlüsü iki grubun birleştiği ortak sestir.Bunlar:Çargâh, Rast, Uşşak, Buselik, Kürdi, Hicaz, Uzzal, Hümayun, Zirgüle, Karcığar, Hüseyni, Suzinak ve Neva makamlarıdır.


2 ŞED (TRANSPOZE) MAKAMLAR:
Yukarıdaki on üç makamın ve aşağıda anlatacağımız birleşik makamlardan üç adedinin karar sesinin başka seslere taşınması ile elde edilir. On altı adettir. Örneğin Çargâh makamı çargâh ( do) sesi ile başlayan dizidir. Bu makamı dört ses geriye götürüp Rast ( sol ) sesinden başlatırsak ve hiç bir özelliğini değiştirmezsek Yeni bir makam elde etmiş oluruz. Bu yeni makamda kullanılan Fa diyez 5 komadır ve mahur sesidir. Bu makamın adı mahurdur. Aynı şekilde Karar sesini Acemaşiran ( fa ) sesine taşırsak aynı özelliklerde fakat başka bir diziymiş gibi icra edeceğimiz bu maka da Acemaşiran denilir.

Bunlar:

2.1 ÇARGÂH MAKAMININ TRANSPOZE EDİLMESİYLE ELDE EDİLEN MAKAMLAR:Acemaşiran, Mahur,

2.2 BUSELİK MAKAMININ TRANSPOZE EDİLMESİYLE ELDE EDİLEN MAKAMLAR:Sultanîyegâh, Ruhnevaz, Nihavent,

2.3 KÜRDİ MAKAMININ TRANSPOZE EDİLMESİYLE ELDE EDİLEN MAKAMLAR:Kürdîlihicazkâr, Ferahnüma, Aşkefza

2.4 ZİRGÜLE MAKAMININ TRANSPOZE EDİLMESİYLE ELDE EDİLEN MAKAMLAR:Şeddi araban, Araban, Suzidil, Evcara, Hicazkâr, Zirgüleli suzinak,

2.5 RAST MAKAMININ TRANSPOZE EDİLMESİYLE ELDE EDİLEN MAKAM:Nişaburek

2.6 NEVESER MAKAMININ TRANSPOZE EDİLMESİYLE ELDE EDİLEN MAKAM:Rengidil


BİRLEŞİK MAKAMLAR:
Basit veya şed makamları 12 adet ses grubundan birini dizinin pes tarafına veya tiz tarafına ekleyerek elde edilen yeni fakat 8 sesten fazla sesi olan makamlardır. Yukarda anlattığımız 12 adet ses grubundan başka ses grupları da kullanılır.Bunlar:Hüzzam, Segâh, Müstear, Maye, Ferahnak, Nikriz, Pençgâh, Zavil, Arazbar, Saba, Dügâh, Hüseynîaşiran, Hicaz aşiran, Buselikaşiran, Aşiranzemzeme, Irak, Eviç, Bestenigâr, Muhayyer sünbüle, Acemkürdi, Muhayyerkürdî, Bayati araban, Ferahfeza, Gerdaniye, Gülizar, Hisarbuselik, Şevkefza, Şehnaz, Tahirbuselik, Yegâh, Sabaaşiran, Acem, Sümbüle, Isfahan, Hüzzamı cedid, Şevkidil, Nihavendi kebir, , Nişabur, ...

17 Aralık 2007 Pazartesi

GÜNÜMÜZ MÜZİK EĞİTİMİNDE KULLANILAN METOTLAR...


GÜNÜMÜZ MÜZİK EĞİTİMİNDE KULLANILAN METOTLARVE YAKLAŞIMLARA GENEL BİR BAKIŞ

MÜZİK VE MİTOLOJİ İLİŞKİSİ...


HARRY POTTER'İN ANKA KUŞU VEYA MÜZİĞİN ANKA KUŞU "KAKNÜS"(MÜZİK MİTOLOJİ İLİŞKİSİNDEN BAZI ÖRNEKLER) okumak isterseniz tıklayın;)

TÜRK MUSİKİSİNDE PERDELER


14 Aralık 2007 Cuma

İNDİRMEK İSTERSENİZ;)



TÜRK MÜZİĞİNDE KULLANILAN DEĞİŞTİRME İŞARETLERİ:


AREL SİSTEMİ

Türk Müziği'nde Makamlar, Arel sistemine göre genel olarak dörtlü ve beşlilerin birleşmelerinden oluşmuştur. Bunlara basit makam denmiştir. Arel' e göre; bir dörtlünün sonuna bir beşli, yahut bir beşlinin sonuna bir dörtlü ekleyerek bir takım sekizliler elde edilir. Bu sekizlilere dizi denir. (Arel burada Türk müziğinin sekizlilerden oluştuğunu söylüyor.)

Türk Müziğinde kullanılan dörtlülerle beşliler şunlardır. Çargah Beşlisi, Buselik Beşlisi , Kürdi Beşlisi, Rast Beşlisi, Hüseyni Beşlisi, Hicaz Beşlisi, Çargah Dörtlüsü, Buselik Dörtlüsü, Kürdi Dörtlüsü, Rast Dörtlüsü, Uşşak Dörtlüsü, Hicaz Dörtlüsü.


ayrıntılı görmek için tıklayın ;)

21.11.2007 İSMEK ihtisas sınıfları seminer konusu






21.11.2007 İSMEK ihtisas sınıfları seminer konusu



SUFİ MÜZİĞİ VE KAVVALİ MÜZİĞİ



Konuşmacı : VURAL YILDIRIM (müzik bilimci)



“Her şeye inanıyorsanız,
hiçbir şeye inanmıyorsunuz demektir.”
Sufi sözü

Genel müzik bilimi anlamında müzikoloji, yaklaşık yüz yıldır bilimsel yöntemlerle müziği incelemektedir. Müzikoloji, tüm müzik türleri ve biçimlerinde, profesyonel ve amatör müzik etkinliklerinin üretimi, icrası, dağıtımı ve tüketimi alanlarındaki müzik kültürü süreçleri ve sonuçlarını araştırır, müzik kültürü içindeki işlevsel ve yapısal yasallıkları ortaya çıkarmayı dener, müziğin niteliği için önerilerde bulunur. Müzikolojinin elde ettiği sonuçların, müzik ile din, töre, mitoloji, gelenek vb. toplumsal kurumlarla arasındaki etkileşimi inceleyen müzik sosyolojisi için de zemin hazırlar. Mme de Staël, edebiyat ile din, gelenek, görenek, yasalar arasındaki karşılıklı etkileşimi incelemekle1 edebiyat sosyolojisinin öncüsü olmuştur. Aynı etkileşiminin edebiyat yerine müziğin konulmasıyla araştırılmasının müzik sosyolojisini ortaya konacağı, kendiliğinden anlaşılırdır. Müzikoloji, müziğe yönelik bilim disiplinlerinin genel adı olmasına rağmen, yöntem açısından etnomüzikoloji’den ayrılır2. Son yıllarda bu iki disiplin Müzik Bilimleri diye kullanılmaya başlamıştır. Ayrıca bu disiplinin alt dalları olarak, müzik sosyolojisi, müzik psikolojisi, müzik terapi vb. söylenebilir.

Müziğin kültür içinde incelenme ve araştırılması yeni değildir. Misyoner hareketleri ile birlikte başlayan “öteki”lere ilginin içinde müzik olgusu da vardır. Fakat müziğin kuramsal bir çerçeve içinde, belirli bir bakış açısından ve nedensellik bağının göz önünde bulundurularak ele alınması, yani bilimsel yöntemle incelenmesi on dokuzuncu yüzyılla birlikte olmuştur. Müziğin bu dönemlerde incelenmeye başlanmasının nedenlerinin başında ulusçuluk akımları gelir. Bilindiği gibi ulusçuluk akımı Avrupa ülkelerinin kendi değerlerini bulmak için tarihe yönelmeleri ile başlamıştır. Böylece bugünün ulusal kimliğini oluşturmak için kültürel arka plana yönelenler, kültürel değerlerden biri olan müziği de ihmal etmediler. Bütün bu açıklamalar, müziği kendi başına ele almanın disiplinlerarası çalışmayı gerektirdiğini göstermektedir.

Müziği incelemek, herhangi birşeyi incelemekten farklı düşünülmemelidir. Bilindiği gibi inceleme için “ne, nasıl ve neden” soruları bize yol gösterici özellik taşır. Müzik olgusunu bu sorulara yanıt arayarak ele almak bilimsel müzik incelemesinin başlangıcını oluşturur. Müzik yapmak ve müziği incelemek iki ayrı eylemdir. Müzik yapmak; müziği icra etmek, çalmak, söylemek, bestelemek anlamına gelir. Müziği incelemek; Müzik adına kuramsal, yönteme dayalı inceleme yapmaktır.

Müziği incelemek ve/veya araştırmak, Avrupa’da 19. yüzyıldan itibaren yapılan çalışmalarla temelde, “Avrupa müziğinin” diğer müziklerden üstünlüğünü karşılaştırmalı belgelerle kanıtlama niyetini taşır. Yine 19. yüzyılda ilkin Avrupa ülkelerinin “ötekileri” daha güvenli bir tarzda sömürme istemiyle ortaya çıkan antropoloji, sonraki gelişmeleri ile batılı etnik merkezciliğin görece reddine hizmet etmiştir. “Öteki kültüre” olan bu bakış değişikliğinin müzik araştırmaları için de söz konusu olduğu söylenebilir. Böylece müziğin ait olduğu kültüre bağılılığı göz önünde tutularak o kültür içinde kendi başına ele alınması mümkün olmuştur.

Ülkemizde müzik alanında öne çıkan şey, daha çok müziğin yapılması ve dinletilmesi olduğundan, onu anlamlandırmak, nedensel ilişkilerini irdelemek maalesef yine müziği yapanlara bırakılmıştır. Kaynağında toplanan bilgiler (müzik eserleri) daha çoğu eğitim ve seslendirme amaçlı kullanılmıştır. Gerçi “musiki araştırmacılığı (musicologie), özellikle geleneksel sanat musikimizin araştırılması, yurdumuzda doksan yıla yakın bir geçmişe sahiptir3.” Ancak bu güne dek bir Türk müziği kuramının bilimsel kesin biçimde ortaya konmuş olduğu da söylenemez. Bu eksiklik, bizi müziğin üretildiği ortamın içinde anlamlandırmasına yönelik çalışma yapmaya iten başlıca etkendir. Eldeki yazı, müziği toplumsal bağlamında inceleyerek kültürü kodlama, kavramsallaştırma, müzik üzerine söylem kurma çalışmalarına katkıda bulunmayı amaçlar.

Bu amaçla Sufi müziği geleneğinin Pakistan’ın yakın çevresinde başlaması ve günümüzde Pakistan’tan dünyaya yayılması nedeniyle, ilkin bu müziğin bu ülkedeki durumunu inceledik. Sufi Müziği’nin Pakistan toplumundaki önemini, bu müziğin günümüzde yaygın tarzı olan Kavvali’nin neyi ifade ettiğini ve toplumsal yapı içindeki yerini ortaya koymaya çalıştık. Araştırma, bu günün müziğinde geçmişin izleri takip edilerek eşsüremsel tarzda gerçekleştirildi. Zira etnomüzikoloji, tarihi yöntemi kullansa da günümüz müziğindeki değişimleri katılımcı gözlem yolu ile saptamakla genel müzikolojiden belirgin bir şekilde ayrılır. Yöntem tarihsel olsa bile, çalışma dünü bugüne bağladığı için eşsüremseldir. Gelecek çalışmamızda Türk Sufi Müziği aynı yöntemle incelenecektir.

Kavvali ve Pakistan

Kavvali’nin sözlük anlamı; “konuşma şekli”, “ifade tarzı”dır. Sözler, mistik-felsefi söylem ile dile gelir, ses ağızdan ilahi bir güç ile çıkar. Kökleri İran’a kadar uzanan Pakistan dini müziği Kavvali, doğunun mistik havasını müzik ile tüm dünyaya duyurmada en önemli bir etken olan, bu nedenle dünya popüler müziği alanında önemli bir konuma sahip formdur. İran topraklarında başlayıp, Hindistan’dan, Pakistan’a kadar yayılan ve bu ülkelerde dini müzik türü olarak işlev gören Kavvali’nin en önemli temsilcileri; Nusret Fatih Ali Han ve Sabri Kardeşlerdir.

1947 yılında Hindistan’dan ayrılarak bağımsız bir devlet olan Pakistan’ın kurulması ile Hindistan’dan milyonlarca Müslüman bu ülkeye gelmiştir. Göç eden Müslümanlar beraberlerinde Hint kültürünü de getirmişlerdir. Böylece Hint müzik geleneği, Pakistan’a gelmiştir. Ülkede Müslümanların dışında, Hindu ve Hıristiyanlar yaşar. Ülkede sürekli siyasi çatışmalar meydana gelmektedir. Günümüzde iki büyük İslami partinin bulunduğu Pakistan’da siyasi belirsizlik sürmektedir. Ülke yönetim şekli İslam Cumhuriyetidir. Halkın alım gücünün zayıf olduğu ülke, İslami kurallarla yönetilir. Halk içinde dinsel inançtan kaynaklanan kadercilik anlayışı yaygındır. Pakistanlıların Hintlilerden başlıca bir ayrımı dindir. Dolayısıyla onlar ulusal kimliklerini daha çoğu İslamiyet üzerinden edindikleri için din, toplumsal yaşamda büyük önem taşır. Ülkenin resmi dili Urduca, alfabesi Arapça’dır. Liseden sonraki eğitim oldukça lüks kabul edilir ve İngilizce’dir. Alkol turistik yerlerin dışında yasaktır. Erkek ve kızların ortak bulundukları mekanlar hemen hemen yok gibidir. Birkaç konser salonunun olduğu ülkede, genellikle pop konserleri düzenlenir. Radyo ve televizyon devletindir.

Genellikle Müzik

Pakistan, ayrılmış olduğu Hindistan’a kültürel açıdan benzerlik gösterir. Müzik türlerinin benzerliği bu duruma iyi bir örnektir. Çünkü Ülke kurulduğunda, birçok müzisyen buraya göç etmiştir. Müziği daha çok okul diye bilinen aileler sürdürür. Ailelerin sürdürdüğü tür, klasik müziktir. Ayrıca âşık müziği vardır. Ancak tutucu Müslümanlar müziğe sıcak bakmazlar. Genelde pek kabul görmeyen müziğin edebi yapısı dini içeriklidir, her yerde icra edilmez. Ayrıca Hıristiyanların öncülüğünde ülkede pop müziği yaygınlaşmaktadır. Pop müziği daha çok film müziği ile birlikte gelişimini sürdürmektedir.

Müzik Türleri

Pakistan’da, Gazel, Kavvali, halk ve pop (Urduca: “git”) müzik türleri vardır. Gazel; şairlerin şiirleri üstüne okunan ağır tempolu müziktir. Begum, Abido Pervin, Mehdi Hasan en ünlü temsilcileridir. Halk müziği köy ve şehir dışında âşıklarca icra edilir. Ataullah Han, İsa Kelvi, Alan Fakir ünlü âşıklardandır. Pop müzik (git), aynı zamanda film müziğidir. 1970’ten sonra, Alimgir adlı Hristiyan Pakistan’lı önderliğinde yayılmıştır. Alimgir, Ayaz Ali, Muhammed Ali Sehki ünlü temsilcileridir. Müzikte Tabla, Sitar, Harmonyum, Davul, Küp, Keman, Şehnay ve Tambur kullanılır.

Sufizm ve Müzik

İslam dini içinden ortaya çıkan sufi düşünce sisteminin Pakistan’daki ibadet müziği Kavvali’dir. Sufi kelimesi Tasavvuf kelimesine kaynaklık eder. “Tasavvuf”, sözlük anlamı “yün giyen”, “beyaz giyen” olan “sufi” kelimesinden türemiştir4. Fakat bu kavramlar bazen aynı anlamda kullanılır. VIII. yüzyılda İran topraklarında tohumları atılan sufi inancı, Hindistan ve Pakistan’a kadar yayılmıştır. Sufiler, fukara- fakir diye de bilinirler. Fakir denme nedeni, maddi benliklerinden ve dünya nimetlerinden uzaklaşmalarıdır. XII. yüzyılda Hindistan’a kadar uzanan gezileri ile Kwaja Muen Ud Din Chisti, milyonlarca insanı (yaklaşık dokuz milyon) sufi tarikatına çekmiştir.

Kavvali İslam’ın sufi gelenekleri ile bağlantılı müzik formudur. Bu form, sufi tarikatında tanrıya ulaşılması ve tanrının mesajının insanlara iletilmesi için kullanılır. Kavvali şarkıları, sesin katlarını (tanrıya giden katları) bilgece ve coşkulu ifade eder. Kavvali oturarak icra edilir ve dinlenir. Müziğin başlaması aynı zamanda ibadetin başlaması anlamına gelir. Böylece müzik ibadetin seyrini değiştirir. İnsanlar yavaş yavaş transa geçerek, müziğin edebi yapısındaki sözlerle kendilerini teslim ederler. Bu formu Hindistan’a ünlü sufi ve Kavvali müzisyeni Emir Kusraw getirmiştir. Müzik çalışmalarını Delhi sultanı Alaaddin Khilyi’nin sarayında sürdürmüştür.

Kavvali’de söz ve melodi ayrı önem taşır. Sözler bazen birkaç kelimelik cümle olarak sürekli tekrarlanır. Bu işlem dinleyicileri transa götürebilir. Hazreti Kudbeddin Bahtiyar’ın 1236 yılında Kavvali dinlerken trans konumunda öldüğü söylenir. Kavvali müziği sufi tarikatının felsefesini ve tanrının mesajını kitlelere ileten araçtır. Bu müzik genellikle erkekler tarafından icra edilir. Kavvali müziği melodik yapısı, icra edildiği ortam ve sözleriyle etkili bir müziktir. Bu etki, gizemli ve dini mesajlar iletmek, kitlelere sufizmi anlatmak için kullanılır. Kavvali müziğini icra eden kavval, böyle bir güce sahip olmak zorundadır. Çünkü dinleyicinin tüm dikkati kavvaldadır. Böyle bir ortamda dinleyicinin bilinci tamamen kavvalın etkisindedir. Yanlış bir davranış sufizme ters düşebilir. Kavvalın yeteneği, dinleyiciye aktardığı düşüncelerin benimsenmesiyle ile eşdeğerdedir. Bu aktarma ve benimsemede sözün doğrudan anlamından çok, onun müziksel etkisi rol oynar. Ömer Naci Soykan’ın deyimiyle “müzikte işitilen tonlardır. Tonlar ise sözcüklerin tersine bir şeyi göstermezler, dolayısıyla onların anlamı yoktur. Ama işitmekte olduğum bu tonlar, bu sırada bana birşeyi çağırıştırabilirler. Çağrışıma gelen şey, artık dile gelen, anlamlı bir şeydir5.” Kuşkusuz bu açıklama, sözsüz, batılı enstrümental müzik için söz konusu olmakla birlikte, sözün önemli olduğu Kavvali müziğinde ritmik ve melodik yapının sözün etkisini artırması bakımından geçerlidir.

Kavval olabilmek ve bir kavvali grubuna girebilmek için, yıllarca süren eğitimden geçmelidir, “müziği algılamak, belli tinsel oluşumlara gereksinim duyar6.” Müzikal eğitimin yanında derin sufi bilgileri gerekir. Kavval olanların bu mistik felsefeyi gönülden kabullenip yaşaması ilk koşuldur. Sufiler marifet denilen ruhsal arınmada ustalaşmaya önem verirler. İslamın gizemci geleneğinde marifete giden çeşitli yollar vardır. Bu yollardan biri de sufizmdir. Sufilerin marifet yolundaki en önemli araçları müziktir. Marifete sıradan yolla ulaşılmaz. O, insanın içsel, ruhani yönünü gösteren bilgi ile anlam kazanır. Bu anlamın aracı, müzik ve müziğin şiirsel sözleridir. Bazı kelimeler sürekli tekrarlanır. Bu, tarikat üyelerinin transa geçmeleri için gereken sözel ve ritmik katalizördür. Kavval icra sırasında sık sık birkaç kelime ya da cümle üzerinde durur. Kelimelere vurgu yaparak dinleyicileri önceden bilmedikleri mâna âlemine yolculuğuna çıkarır. Mâna âlemine gitmek; insanların topluca müzik dinledikleri ortamın atmosferinden başka bir boyuta gitmek anlamı taşır. “Kendinden geçme, cezbeye tutulma, ritueller gibi büyüsel-dinsel davranışlar (…) ritmik hareketlere (…) örnektir.7” Sürekli tekrarlanan cümle ve melodi karmaşık duruma gelir. Bunu minimal müziğe benzetebiliriz. Minimalizmde kısa motifler sürekli tekrarlanarak eser üretilir. Böylece dilin gücü tekrarlarla aşılır. Dilin gücünün tükendiği anda hissiyat öne çıkar ve trans süreci başlar. Kavvali müziği, soru cevap biçeminde (respons) doğaçlama ağırlıklıdır. Sözlerin içeriği, tanrının yüceliği ve liderlere övgüdür. Söylenecek parçaların niteliği zamana göre farklıdır. Bu gelenek Hint Müziği’nden alınmıştır. Hint Ragaları, belirli saatlere ve mevsimlere göre icra edilir. Örneğin; Muson Mevsimi, sabah, vb. ragalar. Megh ragası, koyu ve derindir. Bu raganın ciddi doğası, santur üzerinde yorumlamaya elverişli değildir. Raga Ramdasi, imparator Akbar dönemine kadar uzanır. Bu ragada mi bekar, bemol olur.

Zaman ve Ritm örnekleri:

Taal Dadra 6 vuruş
Taal Rupak 7 vuruş
Taal Kahrawa 8 vuruş vd.

Dizi Karşılaştırmaları:

Daha çok Kuzey Hindistan’da görülen Diziler:

Bilaval that Sa Ri Ga Ma Pa Dha Ni C D E F G A B
Khamaj that Sa Ri Ga Ma Pa Dha ni C D E F G A Bb
Kafi that Sa Ri ga Ma Pa Dha ni C D Eb F G A Bb
Todi that Sa ri ga ma Pa dha Ni C Db Eb F# G Ab B
vd.

Kavvali Müziğinin Amacı

Kavvali müziğinde asıl amaç ibadettir. Toplu bir ibadet ile sufi üyelerinin trans konumunda mistik-felsefi anlamdaki tek vücut ilkesi8 müzik ile sağlanmaya çalışılır. Dinleyiciler ile birlikte müziğin yardımı ile transa geçmek, karşılıklı gizemsel bir bağ oluşturmak asıl amaçtır. “Kitlelerde ortak bilinç oluşturmanın en kolay yolu müziği dil olarak kullanıp mesaj iletmekten geçer9.” Bu durum, Kavvali melodileri ve sözlerinde odaklanarak gerçekleşir. Dinleyici ile bağ solist kanalıyla oluşur. Transa geçme kültürel konum ile yakından ilgilidir. Kavvalın mesajını anlamak için onun felsefesini bilmek, yani sufi olmak gerekir. Kavvali müziği, kültürel bağlamda ona şekil vereni, ondan evvel varolanı ve onu aşanı kendisi ile yüzleştirir.

Gazali, müzikte zevk, kutsal aşk ve güzellik etkisi olduğunu söyler10. Sufi inancında müzik ile dans eden kişinin kalbini kutsal aşk sarar ve tanrının yüksek sırrına erişir. Müziğin verdiği tanrısal zevki, kötü ve maddeci olanlar algılayamaz. Kötüler, müzikten anlık yapay zevk alırlar. Kavval için durum böyle değildir. Kavval’a göre gizemli İslam inanışları ve dini bilgiler zorla, baskı ile elde edilemez. Bunun için gönüllü olmak, temiz kalpli ve dünya zevklerinden arınmak gerekir. Kavvali dinleyen topluluklarda o anın dışına çıkmak vardır. Dinleyici başka bir bilinç durumuna gider. Kavvali törenlerine katılanlar sık sık yolculuk kavramından söz ederler. Yolculuk, varolan bilincin başka bir boyuta taşınması, yol alması anlamına gelir. Yolculuğun dışa vurumu, kişilerin o andaki davranışlarıdır. Bazıları bu sırada ritmik sallanma yaparken, bazıları da hayali dans ederler. Bu durum bizdeki zikir törenlerine benzer. İyi bir kavval, müziği ile insanları böyle yolculuklara çıkarabilir. Transa geçen dinleyicinin bilinci o anda varolan durumdan öndedir. İçinde bulunduğu toplulukla birlikte törensel yolculuğu kabullenmiştir. Konserde sallanmak, kasılmak, inlemek ve feryat etmek normal karşılanır. Törenin son aşamasında dünyevi bilinç kaybolur. Tüm dinleyiciler sonsuzlukla birleşir. Bu sırada kavvali müziğinde, transa uygun vurgulu bir akor kendini duyurur. Tören sırasında ölümler yaşandığında, dinleyiciler, ölenin yolculuktan dönmediğini düşünürler.

Kavvali ve Fatih Ali Han

Pakistan’ın Fayzalabad şehrinde her yıl, ölen ünlü kavvali ve sufi liderlerini anmak için törenler yapılır. Bu törenlere ünlü kavvallar gelerek müziklerini icra ederler. Bu törenler, kavval olacaklar için eğitim yeri ve okul niteliğindedir. Ölen üstatların ruhlarının törenlerde olduğuna inanılır. Üstatlar törenlerde müzik ile yaşatılır. Törenler üç gün, üç gece sürer. Kavvali müziğinde kendini kabul ettirmek isteyen herkes bu törenlere katılır. Bu törenlerin dışında da çeşitli türlerde müzik festivalleri düzenlenir. Festivaller tören havasında geçer. Amaç eski ustaları anmak, yenilerinin yeteneğini görmektir.

Kavvali günümüzde iki farklı biçemde devam etmektedir. Birincisi, Hindistan’dan etkilenen tür, ikincisi popülerleştirilen, belirli düzenlemelerle yapılan türdür. Fatih Ali Han ve Sabri Kardeşler ikinci gruba girmelerine rağmen, fatih Ali Han, müziğinin felsefesinden asla ödün vermemiştir. Birinci türü savunanlar tanrısal mesajı ilettiği için, bu müziğin kutsal mekânlarda icra edilmesini savunurlar. Müslümanların bir kısmı ise müziği reddederler. Müziğe olumlu bakanlar ise Kavvali’yi tercih ederler.

Kavvali’nin en önemli temsilcilerinden olan Fatih Ali Han, kendini Müslüman ve sufi olarak tanımlar. Klasik Hint Müziği’nin icra edildiği bir ailenin çocuğudur. Ailesi Pakistan’da müzikle uğraşan sayılı ailelerdendir. Fatih Ali Han,. Kavvali’yi dinsel mekânlardan çıkarıp dünyaya tanıtmış ve Doğunun Pavarottisi diye tanınmıştır. 1948 yılında Fayzalabad’da doğmuş ve ailesi kanalıyla müziğe yönelmiştir. Babası ve amcası kendi dönemlerinde Pakistan’ın önemli Kavvali müzisyenlerindendir. İlk müzik eğitimini onlardan ve klasik biçemde alır. Öğrenimi geleneksel yolla yani meşk usulü ile olur. Babasının kavval oluşu onu bu türe yöneltir11.

Katıldığı bir Kavvali töreninde gösterdiği icra nedeni ile Kavval ve üstat ünvanını almıştır. Babası 1964 yılında öldüğünde, amcası Mübarek Ali Han ile müzik çalışmalarını sürdürmüştür. Amcası ölene dek, altı yıl boyunca birlikte çalıştılar. Kavvali icrası yanında klasik müziği de tamamen bırakmaz. Katıldığı klasik müzik festivalinde Pakistan müziği temsilcisi onur plaketini alır. Sık sık Avrupa ve Amerika’da konserler verir. Alışılmış Kavvali dışında yeni biçemler dener. Batı müziği motifleri, el çırpmalar, Hint ragaları, bunlardan bazılarıdır. Dünya popüler müziğinde sözü geçenlerle çalışır. Birçok müzisyeni felsefesi ve müziği ile etkiler. Fatih Ali Han, sufi geleneğine bağlı kalarak Tanrının mesajını kitlelere müziği ile duyurur. Dinleyicinin sufi felsefesine olan ilgisi ve aşinalığına göre konserlerinin seyrini o anda değiştirir. Dinleyicinin tepkisine göre müziğinde ve sözlerinde doğaçlamalara ağırlık verir. Mesaj ağırlıklı bir konserde sözler, melodiden daha önemli olur. Kendi ülkesinde mesaj iletmek için konser verirken, yurt dışında melodi ağırlıklı müzik kültürünü tanıtmak için çalışmıştır. Yaşadığı sürece kendisini Kavvali müziği ve sufizme adayan Ali Han, 1997 yılında kalp krizi sonucu Londra’da ölmüştür. Kavvali müziğine önemli katkılarının yanında dünya popüler müziğine bu türü kazandırmış ve diğer üstatları gibi festivallerde anılacağı şarkı sözlerinde yerini almıştır. Bugün bu müziğin yaşayan ünlü temsilcileri Sabri Kardeşler’dir.

Bir Kavvali Şarkı Sözü

Yaşayan ve Sonsuz Tanr(12)

Dünya insan için yaratıldı
İnsan dünya için yaratıldı
Tüm övgüler Allah’a gizli bir çağrıdır
Senin iyiliğinin önünde ey Rab
Günahlarımı nasıl hatırlayabilirim?
Sen yalnızca iyiliksin
Ve insan yalnızca günah
Sen meleklerin ve insanların
Taptığı ve saygınlıkla hayranlık duyduğusun
Her yarattığın dudaklarında sesin övgün
Ve seni çağırır.
Sen bütün sıcak ateşli duygularda ve uyumda varsın
Ey Tanrı! Yaşayan ve sonsuz
İyi ve merhametli Tanrı Allah
Her şeye gücü yeten ve ödüllendiren Tanrı
Koruyan ve sıcak Tanrı
Kendine has ve çok temin edici
Varolan her şeyin yaratıcısı
Bütün sırları biliyorsun
O, yaşayan ve sonsuz Tanrı
Sen kimse gibi değilsin, bu ne kadar doğru
Sen saflıksın, sen mükemmelsin
Sen varolan her şeyi bilirsin
Sen özün ihtişamısın
Sen bütün problemlerin çözümüsün

(…)

Sen enstrümansın, o ses
Sen sırsın, o dinleyen
Sen bir kelimesin, o bir sözlük
Sen kralsın, o taht
Ben resim, o ressam
Sen asılsın ve ben talihsiz, fakir bir kul.

Vural YILDIRIM

Dipnotlar:

Bkz. Mme de Staël, Edebiyata Dair, MEB Yayınları 1952.
Geniş bilgi için bkz. Vural Yıldırım. “Feza Tansuğ İle Söyleşi”, Folklor/Edebiyat. 1999-1
Gültekin Oransay, Cumhuriyetin İlk Elli Yılında Geleneksel Sanat Musikimiz, “Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi”, 6. cilt içinde, s.1507-8, İletişim Yayınları.
Ayrıntılı bilgi için bkz. İslam Ansiklopedisi. İst: MEB Yay. 1979 (Tasavvuf Maddesi)
Ö. N. Soykan. Müziksel Dünya Ütopyasında Adorno ile Bir Yolculuk, Bulut Yay, 2000. s.9.
Ö. N. Soykan. “Müzik ve Beden”, İnsancıl, Ekim 2000.
Ö.N. Soykan, “Müzik ve Beden”.
Tek vücut konusunda ayrıntılı bilgi için bkz. Ahmet Cevizci. Felsefe Sözlüğü, s.665, Ankara: Ekin Yay. 1997./ Orhan Hançerlioğlu. Dünya İnançları Sözlüğü, s.173, Remzi Kitabevi, İst. 1993.
Vural Yıldırım. “Osmanlı Dönemi Halk Müziğinde Protest Öğeler.” Müzikoloji Derneği Sempozyum Bildirileri, Müzikoloji Derneği yay. İst. 2001.
Adam Nayar. Qavvali. İslamabad: Lok Virsa Research Centre. 1998
Fatih Ali Han; babam Sarangi eşliğinde şarkı söylerken kendinden geçerdi der. ” Regula Qureshi. Qawwali. “Music of İslamic Mysticism In Pakistan” (Tarihsiz).
Robert H. Browning. Introduction. Bu yazının kaynakçası elde bulunamadığından verilememiştir.