7 Şubat 2008 Perşembe

FLAMENKO İLE İLGİLENİYORUM DİYORSANIZ ;)


Flamenko’ nun doğuşundan bu yana kanunlarının genelde 19.yy’da oluştuğu düşünülmektedir. O yüzden 19.yy’da Flamenko’ nun “Altyn çağ” ‘ını yaşadığı ileri sürülmektedir.
20.yy’da tüm dünyada oldukça yoğun bir şekilde yaşanan kültürel değişim döneminden sonra gitar, dans, ve şarky söyleme, büyük değişiklikler göstermiştir. Flamenko, Jazz, Doğu Müziği,ve Pop Müzik gibi aklımıza gelebilecek her müzik arasında etraflı bir karışım olmuştur. “Flamenco Joven” (genç Flamenko), Geleneksel Flamenko’ dan daha evrensel ve daha canlıdır. Çünkü değişen dünyanın getirdiği imkan ve avantajlar herşeyi olduğu gibi müzisyenleri de etkilemiştir. Bu genç sanatçılar çok şanslıdırlar çünkü atalarının çektikleri sıkıntıları onlar yaşamamış ve bu durum müziklerine yansımıştır.
1950’lerde Flamenko tarihi açısından pek çok önemli olay olmuştur. Cafes Cantantes’ nin tutkunları dışındakilere müziğin kültürü tanıtılmıştır. 1954’te, tüm Flamenko ustaları “Antologia del Cante Flamenco” ‘ ya kaydedildiler; iki yıl sonra, Cante Jondo’ nun ulusal yarışması Cordoba’ da başlatıldı. Daha sonra 1958’de, Jerez’ de Flamenkoloji kürsüsü oluştu. Bu olayların her biri medyanın ilgi ve saygısını kazandı ve bunlara ilaveten pek çok klüpler oluştu. Bu klüpler yeni şarkıcı ve müzisyenlerin yetişmeleri için elverişli ortamlar haline geldiler. Sivil savaştan sonra 1960’ lara kadar, Flamenko’ nun tiyatroda ünlenmesi, tatil yörelerinde ve kayıtlarda yayılması Flamenko’ nun tekrar tanınması sağlandı. Sadece birkaç on yıllık süre içinde, bu özel ifadeli ve kişisel halk müziği , özel sihrini çok büyük bir seyirci kitlesine satmak için zorlandı. Sadece yüzeysel kısmı, Flamenko’ yu tanımayan bir seyirciye sunulabildi.
Günümüzde İspanya dışyndaki dünya, güney İspanya ve Kuzey Afrika’nın tanınmayan eski kültürlerinin farkına varmaktadır ve şimdi Flamenko’ nun gelişimine her zamankinden fazla katkıda bulunmaya hazırdırlar... Son zamanlarda gitar dünyasında, daha karmaşık ve daha modern armonilere, Flamenko gitarıyla başka enstrümanların birleştirilmesine çalışılmaktadır. Yine de birbirinden ayrılamayan kompas ve aire üstün kalmaya devam ediyorlar. Aslında, modern stilde kompaslarda yeni bir vurgulama yapılmıştır.
60’lı yıllardan beri, Rumba, Flamenko’ yu çok iyi tanımayan seyirci kitlesinde Fandango’ nun yerini almıştır. 1980’li yıllarda, Flamenko’ yu Rock ve Latin Salsa’ sı ile kaynaştıran bir grup olan Ketama , ilk albümlerinden sonra İspanyol basını tarafından “Yeni İspanya” müziğinin yaratıcısı olarak ilan edilmiş, o zamandan beri, Flamenko’ nun öncüleri olmuşlardır. Nali’li Toumani Diabate ve İngiliz basçı Danny Thompson’ ın işbirliği ile iki “Songhai” albümü çıkarmışlardır
. Pata Negra adlı grup da onlarla birlikte çalışmış ve “Blues de la Frontera” albümleriyle eşdeğer duyguları yakalamışlardır.. Bu canlanma ve diriliş, Flamenko’ yu klüplerde canlı tutmaya çalışanlarla sınırlandırılmamıştır. Yani Flamenko her türlü yeniliğe açıktır. Gypsy Kings (güney Fransa’ lı bir çingene grubu) Flamenko – Rumba’ sını, tüm dünyaya tanıtmış ve sevdirmiştir. İspanya’ya Latin Amerika’dan geri gelen Rumba, (bu yüzden “gidiş-geliş” müziği olarak bilinir) fetihçilerin ve onların ataları tarafından yeni dünyaya götürülen İspanyol müziğinin kaynaşmış halidir.
Gitarist Paco de Lucia ve özellikle usta şarkıcı El Camaron de Isla’ nın yenilikleriyle Flamenko 1960’ların sonunda güç kazanmaya başladı. Bu müzisyenler Flamenko’ yu kendi ailelerinden öğrenerek yetişmişlerdi ama kendi müzik zevkleri uluslararası Rock, Jazz ve Blues ‘u kapsıyordu. Paco de Lucia Jazz ve Salsa’ yı Flamenko üslubunda armoniledi. Camaron ise tam bir ilham kaynaşıydı... Yaptıkları çalışmalarda Flamenko sanatçılarının yanısıra Chick Corea ve Miles Davis’i de görmek mümkündür. Günümüzde payolar (çingene olmayan Flamenko sanatçıları) da gitano (çingene) Flamenko sanatçıları kadar beğenilir. Ne var ki, daha önceki kültürel mirasın birer varisi olmak çok büyük önem taşımaktadır. Paco de Lucia’ yı Lole y Manuel izledi ve Flamenko’ nun güncelliğini koruyabilmesi için çaba sarfetti. Aslında Jazz sanatçısı olan Jorge Pardo ise Paco de Lucia’nın saksafon ve flütçüsüydü. Salvador Tavora ve Mario Maya’ da Flamenko kökenli müzikleriyle tanınırlar. İşte bu genç ve gelenek dışı müzisyenler 1990’ larda Nuevo Flamenko olarak tanınmaya başlamışlardır.
Paco Pena ise 1991’de “Misa Flamenca” isimli bir kayıt yaptı. Bu kayıt, katolik ayininin Flamenko formlarına uyarlanmış haliydi. Bu çalışmaya ayrıca Rafael Montilla “El Chaparro” ve klasik akademi korosu da katılmıştır.

eveet... flamenko üzerine bu kadar açıklamadan sonra benim size tavsiyem Safa YEPREM olucak:) Özellikle de kendisine ait www.safayeprem.com sitesinde video, döküman ve bilgiye ulaşabilirsiniz ;) Sanırım flamenko ve gitarını sevenlere güzel bir kaynak olur.


Madem Safa YEPREM dedik..Sanatçı hakkında biraz da bilgi verelim o zaman;)

7.11.1974'te Ankara'da doğdu. İlk ve orta ögrenimini İstanbul'da tamamladı. Müzik eğitimine 1983' te başladı. Klasik, akustik, elektro ve bas gitar çalışmaları yaptıktan sonra 1991'de Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü' ne girdi ve klasik gitar çalısmalarına Prof. Dr. Yıldız Elmas ile devam etti. Klasik gitarın yanı sıra Flamenko ve Latin Amerika tarzı gitar müzikleri üzerinde de çalışmalar yaptı. Gitar ve oda müziği için kompozisyon ve düzenleme çalışmaları yaptı. 1993-1994 döneminde TRT İstanbul Gençlik Korosu ile çalısmalarda bulundu ve çesitli konserlere katıldı. İlk film müziği çalışmasını 1994'te yaptı. (Yanlış Numara - Yönetmen: İslam Gemici) 1995'te Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Müzik Bölümü'nün Lisans programından mezun oldu. Aynı yıl Marmara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü' nün yüksek lisans sınavını kazandı. "Flamenko Stilleri ve Gitar Eğitiminde Kullanılabilirliği" başlığı ile bir tez hazırladı. 1998'de yüksek lisans programını başarı ile tamamladı. Yurt içinde ve yurt dışında birçok konser verdi ve sanatsal etkinliklerde görev aldı. Müzik eğitimi veren orta ve yüksek dereceli ögretim kurumlarında gitar öğretmenliği yaptı. Eserlerinden bazıları, Kanada'da "Les Productions d'OZ" tarafından yayınlandı ve çesitli ülkelerde birçok gitarist tarafından yorumlanmaktadır.
Suite de la Caloriferre Solo Gitar İçin 1997 Midnight Solo Gitar İçin 1997Café turc Dört Gitar İçin 1998Café turc isimli eserinin ilk seslendirilisi Virjinya - Amerika'da Alexandria Guitar Quartet tarafından yapılmıştır. Ayrıca Japonya'da Nagiwa Guitar Quartet tarafından seslendirilen bu eserin CD kaydı ise "Quadrant" isimli Belçika'lı gitar dörtlüsünün "VIAJE AL SUR " isimli albümde yapılmıştır (2004). 1997-1998 döneminde Çağdaş Bale Topluluğu' nun "Carmen" temsilinin Flamenko gitar müziklerini hazırladı ve icra etti. Aynı dönemde İstanbul Flamenko Topluluğu' nu kurdu. "Flamenko Sanatı ve Gitar" isimli bir gitar metodu hazırladı. Bu metodla Flamenko Sanatının yapısından yola çıkarak klasik gitara yeni bir bakış açısı kazandırmayı hedeflemektedir. Bu metod çalışmasını, ek olarak hazırladığı Video CD projesi ile destekledi. Bu metodun ilk baskısı, "Bemol Müzik Yayınları" tarafından 2001 yılında yapılmıştır. Genişletilmiş ikinci baskı ise, video çekimleri yenilenerek 2003 yılında yapılmıştır. 1999 yılında askerlik hizmetini Ankara'da Kara Harp Okulunda tamamladı. Bu dönemde 13 Mart etkinlikleri için "Güneş Harbiye'den Doğdu" isimli tiyatro oyununun müziklerini Semih Korucu ve Kenan Korbek ile birlikte hazırladı. Halk Türküleri üzerinde yapmış olduğu benzeri çalışmalar, askerlik görevi sonrasında tanıştığı müzisyenler ile birlikte kurdugu grupla devam etti. Bu grup "Ada Müzik" stüdyolarında 1999-2001 yılları arasında "Namekan" isimli albümü hazırlamıştır. 1999 yılında Burç FM' de "Gitarcının Günlüğü" isimli radyo programının yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Ayrıca birçok televizyon ve radyo programına konuk sanatçı olarak katıldı. 2002 yılında "Klasik Gitar için Halk Şarkıları" isimli repertuar kitabı "Bemol Müzik Yayınları" tarafından yayınlandı. 2004 yılında "doktor" ünvanı alarak bu programdan başarı ile mezun oldu.

Sanatçı hakkında bilgi de aldığımıza göre şimdi soruyorum sizeeee :)

Hiç gitarla İstiklal Marşını dinlediniz mi?

cevabınız benim gibi hayır ise o zaman tıklayın derim :)







benden bu kadar:) gerisini bulmayı ilgilenenlere bırakıyorum ve bırakın müzik ruhunuzun tozunu alsın diyorummm..:)


Hiç yorum yok: