6 Temmuz 2015 Pazartesi

Vakit Ayır ;)


Hatırlamak güzel oldu ;)
Düşünmeye vakit ayır; Düşünce güç için kaynaktır. Eğlenceye vakit ayır; Eğlence gençliğin sırrıdır. Okumaya vakit ayır; Okuma bilginin pınarıdır. Duaya vakit ayır; Dua, güç anlarda direnmenin desteğidir. Sevmeye vakit ayır; Sevme yaşamı tatlı kılandır. Anlaşmaya vakit ayır; Anlaşma hoşgörünün anahtarıdır. Gülmeye vakit ayır; Gülme ruhun müziğidir. Vermeye vakit ayır; Verme günün aydınlığıdır. İşini yapmaya vakit ayır; iş, huzurun kaynağıdır. Teşekküre vakit ayır; Teşekkür, yaşam pastasının kremasıdır.

4 Temmuz 2015 Cumartesi

Yalnız Çocuk Büyüten Anneler

   Özellikle benim gibi ilk defa anne olan anneler için faydalı bir yazı olduğu için paylaşmak istedim.Çocuğumuzu büyütürken karşılaştığımız zorluklar ve bunlarla başa çıkmanın yolları anlatılmış;)


YALNIZ ÇOCUK BÜYÜTEN ANNELER
Anne olmak nasıl bir duygu ? sorusunun cevabını bir anne nasıl verir dersiniz… Harika ? ..Çok güzel ? ..Süper..?
“Düünyanınn en güzel duygusu..” olarak cevabınızı alabilirsiniz. Bebeği olacağını öğrendiği ilk andan itibaren bu farklı duyguları yaşamaya çoktan başlamıştır. Ay ay bebeğinin gelişimini heyecanla takip eder ve endişelerle karışan duyguları bebeğini ilk kucağına alacağı ana kadar yoğun bir biçimde hisseder.
Güzel duyguların içerisinde endişeler ve zorluklar da tek tek başlamış olur. Uykusuz gecen geceler.. ateşler.. hastalıklar…
Şimdi bu yazıyı okuyan çocuklarını büyütmüş annelerin de offf…offf… çok zor günlerdi.. dediklerini duyar gibiyim..
Anne;  bebeğini büyütürken yakın çevrenin desteği çok önemlidir. Anlaşıldığını ve değer gördüğünü hisseden bir anne psikolojik ve fiziksel olarak daha rahat olacak , böylece enerjisini bebeğinin sağlıklı gelişimi için daha fazla kullanacaktır. Bu destek şansına sahip olamayan annelerin daha yorgun günler yaşayacağı beklenen bir sonuçtur.
Yakınları yanında olmayan anneye en büyük destek babadır. Eşine yeterli ilgi gösteren ve ona yardım eden bir babanın varlığı ne kadar bir şans olarak görülse de bebek fiziksel ve duygusal gereksinimleri açısından anneye ihtiyaç duyduğu içinen büyük görev yine anneye düşmektedir.
Bebeğin doğumu ile birlikte annenin yaşadığı uykusuzluk, bedensel ve duygusal değişimler, bebeğine yetememe duyguları , emzirebilme endişeleri anneyi daha da gerginleştirebilmektedir. Bu duyguların doğum sonrasında daha az yaşanması için anne adayının hamileliği süresince  bebek gelişimi ve bebek psikolojisi konularında önceden bilgi sahibi olması , ilgili güvenilir kaynakları incelemesi , hamileliğini takip eden doktoru ile iletişim halinde olması çok önemlidir. Kendine güvenen bir anne ; yaşayacağı her türlü zorluk karşısında gerekli sakinliği ve çabayı rahatlıkla gösterecektir.  
Hamileliği devam ederken annelik – babalık kurslarına katılan annelerin kendine güveninin bebek doğduktan sonra daha fazla olduğunu gözlemlemekteyiz. Bebeğini nasıl yıkaması, beslemesi, uyutması gerektiğini bildiği için içi daha rahattır. Bu bilinçlilik annenin kendisini mutlu hissetmesini sağlayarak lohusalık döneminin daha rahat geçmesine zemin hazırlar.
Çocuğunu yalnız büyütmek zorunda kalan anneler çevresel destek alan annelere göre daha fazla gergin, sinirli ve mutsuz olabiliyor. Bu duyguları ortaya çıkaran en önemli etkenlerden biri  annenin yeterince kendisine zaman ayıramamasıdır .  
Bebekle birlikte annenin yaşam biçimi eskiye göre çok değişmiştir. Önceden rahatlıkla spor yapabilen, arkadaşları ile kahve keyiflerine katılan , eşi ile tatile çıkan, evde dergisini okuyabilen , mışıl mışıl uyuyan, giysilerine rahatlıkla sığan bir   kadın yerine uykusuzluktan gözlerini kırpan, bebeğini emzirebilmek onu güzelce besleyebilmek için tüm bedenini uyanık tutmaya çalışan,daha vitaminli yemekler yapabilmek için sebzeleri birbirine karıştıran, bebeğinin öğle uyku saatini evi toplama , çamaşırları asma vakti olarak değerlendiren , beş dakika gözlerini kapattığında saatlerce uyumuş gibi kendini hisseden  bir kadın gelmiştir. Bu günlük koşturma içerisindeki bir annenin bebeği gülümsediğinde,   sizce anne ne kadar içten gülümseyebilir? Eminim bir çok anne bu güzel gülümseme karşısında tüm yorgunluğunu unuttuğunu ifade eder ama.. gerçek olan şey bedenin ve pilin bittiği, ertesi gün aynı şeylerin yeniden başlayacağıdır..
Bu yorgunlukların azalması ; bebek , anne ve baba için çok önemlidir. Bunun için kısa bir formül yaratabiliriz.
Kendine zaman ayıran + mutlu bir anne  sağlıklı gelişen bir bebek ve mutlu bir evlilik
Yalnız çocuk büyüten bir annenin yorgunluklarını azaltabilmesi için birkaç öneri sıralayabiliriz:
1) Aşırı titiz, düzenli ve hijyen bir anne olmayı bırakmak: Bu aşırı çabalar anne üzerindeki baskıyı arttırmaktadır. Önceden düzenli bir eve sahip olan anne bebeğin gelmesi ile dağınıklaşan ortamdan daha fazla rahatsızlık duymakta, kalan az zamanda toparlanamayan mutfak ve odalar annenin kendisini daha gergin hissetmesine neden olmaktadır. Oysaki bu durum anne tarafından bebek gelmeden önce kabullenilmelidir. Bebekle birlikte eski düzen kalmayacak ve eve harcanan zaman bebeğe verilecektir.
2) Bebeğin uyku saatlerini dinlenme zamanı olarak planlamak :   Birçok annenin yaptığı en büyük hata bu noktadadır. Bu zamanları iş yaparak değerlendirmek yerine kısa uyku molaları, müzik dinleme ve dinlenme zamanı olarak değerlendirmek annenin ruh sağlığını olumlu etkileyecektir.
3) Bebekle geçirilen zamandan , oyunlardan keyif almak: Gün içerisinde  bebeğin fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarının karşılandığı her anı oyun haline getirmek, onunla birlikte gülümsemek anneyi de psikolojik olarak rahatlatacaktır . Bedensel yorgunlukların azaltılması için keyifli dakikaların yatak oyunlarına dönüştürülmesi işe yarayacaktır.
4) Eşe olan ilgi ve eşle birlikte geçirilen zaman :  Bebeğin aileye katılması ile  birlikte evliliklerin birçoğunun zarar gördüğünü sıklıkla gözlemlemekteyiz.  Bebeğin evliliğe güzel şeyler kattığı düşüncesi doğru olsa da artan sorumluluklarla birlikte eşlerin birbirine yeterli düzeyde zaman ayıramaması , ilginin bebeğe yönelerek eşe ilginin azalması paylaşımları azaltarak çatışmalara zemin hazırlamaktadır. Eşle yapılan günlük sohbetler,sevgi sözcükleri , dokunuşlar, bebeğin evliliğinize kattığı güzellikler karşılıklı olarak paylaşılmalıdır. Babalar ; bazen bebekler ile iletişim kurma zorlukları yaşayabilir. Ne yapacağı , onu nasıl kucağına alacağı , onunla nasıl oynaması gerektiği ile ilgili anne kadar becerikli olamayabilir. Bu konuda da eşe destek olunması ve bebekle iletişimin arttırılarak babaya da görev ve sorumlulukların verilmesi annenin kendine zaman ayırmasına ortam hazırlayacaktır.
5) Kendine bakımın azalmaması : Artan sorumluluklar, yorgunluk nedeni ile  anne kendi ile yeteri kadar ilgilenmemektedir. Kendine bakmayan, kendisi için çaba göstermeyen anne zamanla depresyona girebilir.
6) Sosyal yaşamın bebekle birlikte kısıtlanmaması:  Hamile kalmadan önce    keyif aldığı aktiviteleri bebekle birlikte bitirmemek önemlidir. Çocuk doktorunun izin verdiği ortamlarda bu aktivitelere devam edilmesi annenin psikolojisi ve bedeninin dinlenmesi açısından da yararlı olacaktır.
Çalışan bir anne açısından çocuğunu yalnız büyütmek çok daha zordur.   Çocuğunun gelişiminde yanında olamadığı , onunla yeterince ilgilenemediği düşüncesi ile yaşanan yoğun suçluluk duyguları annenin psikolojisini olumsuz etkiler. Çalışan anneyi psikolojik olarak rahatlatacak en önemli şey; çocuğuna bakan kişiye olan güvenidir. Bu kişi bir bakıcı, dadı veya anaokulu öğretmeni olabilir. Annenin bu kişilerle yakın , sıcak ve güven içeren bir iletişim biçimi kurması bu kişilerin de çocuğa ilgisini ve sevgisini pekiştirecektir.
Psk Eda Gokduman

2 Temmuz 2015 Perşembe

Buyrun ev hanımları ;):)

Ben okurken pek çok hak verdim, paylaşmak  istedim ;) :)

Adam akşam iş çıkışı eve geldiğinde evin bahçesinin karmakarışık olduğunu görmüş.
3 çocuk da bahçede çamurlar içinde oynuyormuş.Boş yemek kutuları ve içecekler etrafa saçılmış.Karısının arabası garaj kapısının önünde, bir kapısı açık ve yamuk halde parkeder durumdaymış.
Evin içine girdiğinde durum daha vahim şekle dönüşmüş.Girişteki halının bir kenarı kıvrılmış, havaya kalkmış ve abajur sehpanın üzerine devrilmiş.Salondaki televizyonun sesi sonuna kadar açık halde çizgi film kanalındaymış, televizyonun üzerine bırakılan yarısı içilmiş meyve suyu ha döküldü ha dökülecek vaziyetteymiş.
Oturma odasında yerler oyuncaklar ve çocuk elbiseleriyle kaplıymış.Mutfağa girdiğinde lavabonun sabah kahvaltısı bulaşıklarıyla dolu olduğunu görmüş.Ayrıca kırılmış bir bardağın parçaları masanın altında duruyormuş
Üst rafa yöneldiğinde merdivenlerdeki elbiseleri fark etmiş. Telaşla karısının başına kötü birşey gelmiş olabileceğini ya da hastalandığını düşünerek hızla koşmaya başlamış.
Misafir odasına girdiğinde karısını uzanmış halde kitap okurken bulmuş.Karısı kocasını görünce okuduğu kitaptan başını kaldırmış, hafifçe gülümsemiş ve gününün nasıl geçtiğini sormuş.
Adam cevaplamış:"Her zaman ki gibi! "
Ardından şaşkınlıkla sormuş:"Ne oldu bugün böyle?"
Karısı tekrar gülümseyerek;
-"Sen hergün eve geldiğinde bütün gün ne yaptın ki demez miydin.."
+"Evet"
-"Güzel... Bugün, her gün yaptıklarımı yapmadım sadece o kadar..."

Burdayıım ;)

     Neredeyse onbir aydır hayatımın büyük bir zamanını oğluma adamış durumdayım. Sanırım benim gibi kendi çocuğunu büyütmeye karar vermiş tüm anneler de benim yaşadıklarımı yaşamışlardır. İş hayatında yoğun bir tempo ile çalıştığım zamanlarda  ki,  devamlı raporlar, tablolar , resmi işler vs. çok yoğun ve yorucu olduğunu düşünürdüm. Ama ne zaman ki oğluşuma kavuşup zaman geçirmeye başladım anladım ki evlat yetiştirmek gerçektende çok kutsal bir görev ve iş hayatını solda sıfır bırakıyor :) Evet kesinlikle annelik kendi hayatımızdan büyük ölçüde feragat etmeyi gerektiriyor ama onların sağlıklı bir gülüşü dünyaya bedel. Onu tatlı , huzurlu uykusunda görünce gün içindeki tüm yorgunluğumu unutuyorum. 

Bu arada geçen gün farkettim ki alışverişe çıktığım zaman çoğu zaman kendime değil oğluşuma bir şeyler alıp geri dönüyorum :) 

Bugün burda bitirmek zorunda olduğum postumu eşimin bana aldığı süslü , taşlı telefon kılıfı kabımla kapatmak istiyorum :) Çok kullanışlı mı HAYIR :D ama çook HAVALI :))




 

1 Temmuz 2015 Çarşamba

Günaydın :)


     






       Bu güzel ve aydınlık sabaha günaydınlar olsun :)  Sabahın altısında ayakta olma sebebim bebeğim içerde uyurken bende balkondaki minnak bahçemle ilgilendim biraz. Şehrin ortasında kendimize böyle küçük bahçeler yapmak gerçekten iyi geliyor insanın ruhuna. Maydanoz ve nanemi yeni ektim ama süs biberlerim kışın bile biber verdi bana.Hatta küçük bir kavanoz turşusunu bile yaptım afiyetle yedik : ) Diğer cam kenarında yeşil soğanlarımda var. Filizlenen kuru soğanlarımı ekmiştim.Ondan da baya yedik. Birde kurumuş sarımsaklarımı ektim.Onlarda filizlendi. Tavsiye ederim. Bahçeniz olmasa bile cam kenarlarınızı veya balkonunuzun kenarlarını böyle güzel değerlendirebilir hemde organik sebze yersiniz fenamı ;) :)

 


Bu güzelim kaktüste annemin g.yakadaki bahçesinden :)Bütün çiçekleri açmışken görüceksiniz ,muhteşem bir görüntü oluyor. E tabi çok yakında benim balkonumdaaaa  :) (Gidince bir kaçtane alıp ekicem inşAllah ;)