''Eylesem, tûtiye tâlim-i edâ-yı kelimat. Sözü insan olur ama özü insan olmaz''
20 Mart 2009 Cuma
İSMEK iHTİSAS sINIFI sOLFEJ dERS nOTLARI - 4-
Acemasiran Makami, Çargah Makami dizisinin Acemasiran perdesi üzerine göçürülmesiyle elde edilir.
a. Durak: Acemasiran perdesidir
b. Seyir: Inici
c. Güçlü: Acem perdesidir. (Ikinci derecede Çargah)
d. Yeden: Hüseyni Asiran perdesidir
e. Donanim: Si küçük mücennep bemol
Çargahta çargah 4 lüsü+acemaşiranda çargah beşlisinden oluşur.
Dizinin genislemesi, Acem perdesi üzerinde Çargah beslisi seklinde yapilir.
Dizinin Seyri: Inici bir seyre sahip olan Acemasiran Makaminin seyrine Acem perdesi civarindan baslanir. Dizinin üst tarafinda bulunan Çargah dörtlüsü ve genisleme seslerinde dolasilarak Acem perdesinde asma kalis gösterilir. Daha sonra Acem perdesinden asagi inilerek Çargah perdesinde geçici kalis yapilir. Ayrica Dügah perdesine inilerek Kürdi çesnili yarim karar da yapilabilir. Dizinin üst tarafinda Çargah beslisi halinde genisleyen Acemasiran dizisi, yakin makam dizilerini çok kullanmamasina karsilik agirbasli bir makamdir.
Acemasiran dizisi seslerinde fazlaca dolasilan bu makamda, kalis sesleri olan Acem, Çargah ve Dügah perdelerinde sikça duruslar yapilir. Karara dogru Çargah beslisinin sesleri kullanilarak gidilir ve yedeni olan Hüseyni Asiran perdesi de gösterilerek Acemasiran perdesinde karar verilir.
derste geçilen eserler
EY ÇEŞM-İ AHU MEHLİKA CÜRMÜM NEDİR SÖYLE BANA.....NİKOĞOS AĞA
KİME HALİM DİYEYİM KİME FERYAD EDEYİM.....FAİZE ERGİN
BU HAL ZUHUR ETMESİN BİR DAHA......SADEDDİN KAYNAK
GÖNLÜM DÜŞÜYOR ÇIRPINARAK......İSMAİL BAHA SÜRELSAN
İSMEK iHTİSAS sINIFI sOLFEJ dERS nOTLARI - 3-
Sultaniyegah Makami, Buselik Makami dizisinin Yegah perdesi üzerine göçürülmesiyle elde edilir.
a. Durak: Yegah perdesidir
b. Seyir: Inicidir
c. Güçlü: Neva perdesidir. (Ikinci derecede Dügah)
d. Yeden: Kaba Nim Hicaz perdesidir
e. Donanim: Si küçük mücennep bemol, Do bakiye diyez
Sultaniyegah Makami, Neva perdesi üzerinde Buselik dizisi halinde genisler.
Dizinin Seyri: Inici bir seyre sahip olan Sultaniyegah Makaminin seyrine genellikle tiz durak civarindan baslanir. Neva perdesi üzerindeki Buselik beslisinin sesleri kullanilarak Neva perdesinde asma kalis yapilir. Neva perdesinden asagi dogru Hicaz’li olarak inilerek gezinilir. Genisleme sesleri de kullanilarak Neva perdesinde israrli kalislar yapilir.
Neva perdesinden asagi dogru Hümayun’lu veya Kürdi’li inisler yapilarak Dügah perdesinde kalis yapilir.
Karara dogru Buselik beslisinin sesleri kullanilarak inilir. Yedeni olan Kaba Nim Hicaz perdesi de belirtilerek Yegah perdesinde karar verilir.
derste geçilen eserler
KAÇINCI FASL-I BAHAR BU SOLAR GİDER EMELİM.....CEVDET ÇAĞLA
İSMEK iHTİSAS sINIFI sOLFEJ dERS nOTLARI - 2-
NİHAVEND MAKAMI
Nihavend Makamı, Buselik Makamı dizisinin Rast perdesi üzerine göçürülmesiyle elde edilir.
a. Durak: Rast perdesidir
b. Seyir: Inici - çıkıcıdır
c. Güçlü: Neva perdesidir
d. Yeden: Irak perdesidir
e. Donanim: Si küçük mücennep bemol, Mi küçük mücennep bemol
Nihavent Makamı dizisi hem alt hem de üst taraftan genişleme yapar. Alt taraftan Hicaz dörtlüsü, üst tarftan Buselik beşlisi olarak genişler.
Nihavent Makamı, Türk Musıkisi makamları içerisinde en fazla kullanılan makamlardan biridir. Nihavent Makamı dizisinin seslerinin müsait olması nedeniyle Batı Müziği enstrümanları ile de rahatlıkla icra edilebilir.
Dizinin Seyri: İnici - çıkıcı seyre sahip olan Nihavent Makamının seyrine genellikle orta seslerden başlanır. Neva perdesi üzerindeki Kürdi veya Hicaz dörtlüsünün sesleri kullanılarak güçlü sesi olan Neva perdesinde asma kalışlar yapılır. Buselik beşlisinin sesleri kullanılarak tiz seslerde dolaşılır. İnişte çeşitli geçkiler kullanılarak tekrar Neva perdesinde asma kalış yapılır. Dizinin orta seslerinde dolaşılır. Karar perdesine inilirken Buselik sesleri kullanılır. Karardan önce, dizi alt taraftan Hicaz sesleriyle genişleme yapar. Buselik beşlisinin sesleri ile Yedeni olan Irak perdeside gösterilerek Karar sesi olan Rast perdesinde karar verilir.
not: derste geçilen eserleri daha sonra ekliycem;)
İSMEK iHTİSAS sINIFI sOLFEJ dERS nOTLARI - 1 -
Göçürülmüş Makamlar ( Şed Makamlar )
Bir makamı, kalıbını bozmadan asıl yerinden başka bir yere götürmek, o makamın şeddini yapmaktır. Yani o makamı göçürmektir. Makamları teker teker incelerken bu konunun daha iyi anlaşılacağını umuyorum.
İsimlendirilmiş ve halen kullanılmakta olan şed makamlar 14 tanedir. Bunlar;
18) Acemaşiran Makamı
19) Mahur Makamı
20) Sultaniyegah Makamı
21) Nihavend Makamı
22) Kürdilihicazkar Makamı
23) Zirgüleli Suzinak Makamı
24) Şedaraban Makamı
25) Evcara Makamı
26) Hicazkar Makamı
27) Suz-i dil Makamı
28) Ruhnevaz Makamı
29) Ferahnüma Makamı
30) Aşkefza Makamı
31) Heftgah Makamı
Bizim geçtiğimiz makamlar ;)
HİCAZKAR MAKAMI
Hicazkar Makamı dizisi, Zirgüleli Hicaz Makamı dizisinin Rast perdesi üzerine göçürülmesiyle elde edilir.
a. Durak: Rast perdesidir
b. Seyir: İnicidir
c. Güçlü: Gerdaniye perdesidir (İkinci derecede Neva)
d. Yeden: Irak perdesidir
e. Donanım: Si koma bemol, Mi bakiye bemol, La bakiye bemol, Fa bakiye diyez
Dizinin Seyri: İnici bir karektere sahip olduğundan dolayı Hicazkar Makamı seyrine tiz durak civarından başlanır. Genişleme seslerinde dolaşılarak Gerdaniye perdesinde asma kalış yapılır. Daha sonra ana dizinin seslerine geçilerek Neva'da Kürdi'li, Çargah'da Buselikli kalışlar yapılır. Rast perdesinde Hicaz beşlisinin sesleri kullanılarak karar verilir.
not: derste geçilen eserleri daha sonra ekliycem;)
19 Mart 2009 Perşembe
18 Mart 2009 Çarşamba
dEDE eFENDİ eVİ eTKİNLİK
TÜRKİYE TARİHİ EVLERİ KORUMA DERNEĞİ
KÜLTÜREL VE SANATSAL ETKİNLİKLER (KÜLSAN) ÜNİTESİ
2008 – 2009 CUMARTESİ ETKİNLİKLERİ
MART PROGRAMI
7 Mart 2009 / 14:00
Türk Halk Müziği: “Çalalım Söyleyelim”
Hazırlayan: Muammer EKEN
(Bu program dinleyicilerin katılımıyla gerçekleşmektedir)
14 Mart 2009 / 14:00
Dijital Destekli Sunum:
“Mevlevi Sikkesi ve Sanat”
Konuşmacı: Murat ÖZER
21 Mart 2009 / 14:00
Konser: “İlahiler ve Nefesler”
İstanbul Tasavvuf ve Türk Müziği Topluluğu
Hazırlayan: Engin BAYKAL
28 Mart 2009 / 14:00
Türk Makam Müziği:
“Hicaz Makamında
Peşrev ve Saz Semaileri Meşki”
Ömer ERDOĞDULAR (ney) - Özer ÖZEL (tanbur)
Aslıhan ERUZUN ÖZEL (klasik kemençe)
ADRES:
Hammâmi-zâde İsmail Dede Efendi Evi, Cankurtaran, Ahırkapı Sokak, No: 17,
Sultanahmet / İstanbul
0 212 516 43 14
5 Mart 2009 Perşembe
kEMANİ tATYOS eFENDİ VE kÜRDİLİHİCAZKAR sAZ sEMAİSİ...
Gerçek adı Tateos Enkserciyan olan Tatyos Efendi, 1858 yılında İstanbul'da Ortaköy'de doğdu. Ortaköy Ermeni kilisesi mûsikîşinaslarından Monakyan'ın oğludur. Buradaki Ermeni okulunu bitirdikten sonra bir sanatkâr olması için önce bir çilingirin, sonra bir savatçının yanına çırak olarak verildi. Mûsikîye aşırı düşkünlüğü nedeniyle bütün bunları bıraktı;dayısı Movses Papazyan'dan Kânun dersleri alarak, mûsikî hayatına atıldı. Bir süre amatör topluluklarda Kânun çaldı. Daha sonra bu sazı bırakan Tatyos Efendi, Kemanî Kör Sebuh'dan keman çalmasını öğrendi. Bir yandan da Andon ve Civan kardeşlerden, Hanende Asdik Ağa'dan aldığı derslerle mûsikî bilgisini ilerletti;pek çok fasıl geçti. Hanende Karakaş, Tanburî Ovakim, Kanunî Şemsi gibi sanatkârlarla , başta Galata'daki Pirinççi Gazinosu olmak üzere, başka gazinolarda da uzun yıllar kaliteli fasıllar yönetti.
Tanınmış bir sanatkâr olarak Ahmed Rasim Bey, Civan ve Andon kardeşler, Şevki Bey, Kemençeci Vasilâki, Tanburî Cemil Bey ile ilişki kurmuş, birlikte çalmıştır. Saz eserlerinde de bu kadar başarılı bir bestekâr olmasında uzun süren bu beraberliğin büyük etkisi olmuştur. Mahmud Demirhan bu gerçeğe şu satırlarla yaklaşmış:". . . Vasil'in segâh makamının seyri hakkındaki münakaşada-Cemil böyle münakaşaları ve davaları, yüzünde keskin bir zekâ alâmeti olan müstehzi bir tebessümle dinlerdi-Kemanî Tatyos'a:"
"-Üstad, sen yaparsın ama çalamazsın;sen bestele, fakat ben çalayım, dediği ve hakikaten de öyle olduğu gibi Cemil Bey'in de eline geçen bir beste câzip bir hüviyet alırdı. Filhakika Vasil, Tatyos'un cidden o fevkalâde peşrevlerini başka bir kıvraklık ve canlılıkla beraber, ufak ve şirin süsler ilâvesiyle çalardı. Bir Salı gecesi bizde kendi karcığar peşrevini Vasil ve Cemil'den dinlediği vakit şaşırmış, neşe ve heyecandan nasıl alkışlayacağını bilememişti. "
Çok iyi nota bildiği halde zamanında tesbit edilmediği için eserlerinin çoğu unutulmuştur. Aynı zamanda şair olan Tatyos Efendi, çok eserinin sözlerini kendisi yazmıştır. İyi bir bestekârdı ve üstün bir mûsikî anlayışı vardı. Çağının gerekleri ve sanat anlayışına göre güzel saz ve söz eserleri bestelemiş, eserlerinde makamlarımızın geleneksel ifade özelliklerini başarı ile yansıtmıştır.
Tatyos Efendi, saz eseri bestekârı olarak karcığar, sûznâk, rast peşrevleri;hüseyni, sûznâk, rast saz semaileri ve bazı şarkılarıyla şöhret ve hatırasını hâlâ aramızda yaşatmaktadır.
Daha sonra sağlığı bozulan Tatyos Efendi'yi Ahmed Rasim gibi birkaç vefalı dostunun dışında arayan ve soran olmamış, son yıllarını büyük bir yoksulluk ve kimsesizlik içinde geçirerek 16 Mart 1913 tarihinde ölmüştür. Ölümünden sonra cebinden üç kuruş para çıkmış. Kilise defterindeki ölüm kaydının meslek hanesine "Çalgıcı" kaydı konan bu sanatkâr, Ahmed Rasim Bey'in topladığı on-onbeş kişi ile kaldırılarak, Kadıköyü Uzunçayır Ermeni mezarlığına gömülmüştür.
Eserlerinin çoğu kayıt altına alınamadığı için nota bilmesine rağmen unutulmuştur. Tatyos Efendi birçok eserine de güfte yazmıştır. Çağının gerekleri ve sanat anlayışına göre güzel saz ve söz eserleri bestelemiş Klasik Türk müziği makamlarının geleneksel ifade özelliklerini başarı ile yansıtmıştır. Tatyos Efendi'nin, saz eseri olarak bestelediği karcığar, suzinak, rast peşrevleri; hüseyni, suzinak, rast saz semaileri ile birlikte bazı şarkıları meşhurdur.
Yakın dostu Ahmet Rasim Bey, sözlerini de kendisinin yazdığı uşak makamındaki:
Gamzedeyim devâ bulmam
Garibim bir yuva kurmam
Kaderimdir hep çektiğim
Ağlarım hiç rehâ bulmam
güfteli eseri için "onun ömrünün hâsılasıdır" demiştir.
Tatyos Efendi'nin, çatık kaşlı, pos bıyıklı, kısa boylu, tıknaz yapılı, kalender yaradılışlı, hafif şehlâ gözlü bir kişi olduğu söylenir.
Türk Mûsikî repartuvarında, sekiz peşrev, altı saz semaisi, bir beste denemesi, muhtelif makam ve usûllerden bestelediği kırk yedi şarkısı bulunmaktadır.
Atatürk'ün sevdiği şarkılardan "Mani oluyor halimi takrire hicabım" şarkısı da Tatyos Efendi'nindir.
Tatyos Efendi'nin çok bilinen 'Gamzedeyim Deva Bulmam' şarkısını Barış Manço, Müzeyyen Senar, Cansu Koç, Kubat gibi sanatçılar seslendirmiştir
...vASİLAKİ eFENDİ vE kÜRDİLİHİCAZKAR pEŞREVİ...
Vasilaki Efendi
(1845-24.9.1907=62)
Türk Musıkisi tarihinde Cemil Bey'den sonra bilinen en büyük kemençe virtüozu.Rum Çingenesidir.Silivriye bağlı nahiye merkezi Litros kasabasında doğdu.Babasının adı Yorgi'dir.Çocuk yaşında panayır,düğün,meyhane gibi yerlerde silivri civarında klarnet çalarak hayata atıldı.Asıl adı Vasil olduğu halde ,"Vasilcik"manasına gelen "Vasilaki" adı ile tanındı.
Fenerli Yorgi adındaki aynı yerlerde çalan bir sazendeden kemençe öğrenince klarneti bıraktı.1870'e doğru, 25 yaşlarında iken Silivriden Galata'ya göçtü.Lavtacı Andon'un Galatasarayı'ndaki gazinosundaki saz heyetine ,Nikolaki'den(b.bk)ikinci kemençeci olarak girdi.Andon ve ağabeyi Civan'dan Türk Musıkisi repertuarını ve sazendeliğin inceliklerini öğrendi (2 yıl meşk etti).
İyi kemençede imal ederdi.İstanbul'da öldü.Emsalsiz bir kemençe virtuozu olarak saraylardamusıki seven ileri gelenler tarafından büyük itibar gördü.Tamburi Cemil Bey bile,kemençede Vasil'i bügüne kadar geçebilen tek sazende olmasına rağmen,ona hayrandı ve hürmet gösterirdi.Vasil'de Cemil'i çok severdi.Kaba saz denilen köçekçe icrası ve yayında Vasilin Cemil'e üstünlüğü vardı.
Fakat asıl Türk Musıki'si ve taksimde Cemil'in yayı üstündü.Vasil'in bazı kovanları vardı.Lem'i Atlı hatıralarında,eski biçim setre gittiğini,ciddi,az konuşur ,gevezelerden hoşlanmaz bir adam olduğunu,gayet düz ve uzun yay kulandığını gösterdiği bir perdeyi dinleyebilmeyi bir fasıl dinlemeye tercih ettiğini yazar. Vasilaki,şarkı aranağmesi yapmanında büyük üstadı idi.Mahmud Celaleddin Paşa,şarkılarının aranağmelerini ona yaptırır ve çok himaye ederdi.Bugün fasıl musıkisinde çok güzel bir çok aramağmesi onundur.
Köçekçe ve Oyun havasında kemençe yayı,Cemil ve Vasil'den sonra unutulmuştur.Kaba kemençe de aynı zamanda terk edilmiştir.Fakat Cemil'in plakları elimizdedir. Vasil,bestekar olarak bir şey verememiş,bir kaç güzel saz eseri bırakmış,bilhassa en güzel ve meşhur Kürdi'li Hicazkar peşrevini bestelemiştir.