18 Şubat 2009 Çarşamba

yÜKSEK yÜKSEK tEPELERE...


...küçük arkadaşım Seda için bu notayı bulmuşken onun gibi başka ilgilenenere de faydası olur diye ekliyorum;) E.. eklemişkende hikayesini şöyle bir tekrar edelim diye düşündüm...umarım yüksek yüksek tepelere ev kurarsalar bile en azından gidecek yolu olur:D

Yüksek Yüksek Tepelere...


Bu öykü Malkara köylerinden alınmış olup belli bir kişinin dilinden yazıya geçirilmiş

değildir. Çevrede herkes tarafından bilinen bir öyküdür. Söylentiye göre, çok eskiden

köyün birinde Zeynep isimli çok güzel bir kız vardır. Onaltıya yeni bastığında

Zeynep'i köylerindeki bir düğünde aşırı (yabancı) köylerden gelen Ali isimli bir genç

görür. Ali Zeynep'i çok beğenir ve köyüne döndüğünde kızın babasına hemen görücü

gönderir.

Zeynep'i Ali'ye verirler. Kısa bir zaman sonra düğünleri olur. Ali, Zeynep'i alıp aşırı

köyüne götürür.
Zeynep'in gelin gittiği köy ile kendi köyü arası üç gün üç gece çeker. Bu kadar uzak

olduğundan dolayı Zeynep, anasını babasını ve kardeşlerini tam yedi yıl göremez. Bu

özlem Zeynep'in yüreğinde her gün biraz daha büyüyerek dayanılmaz bir hal alır. Köyün

büyük bir tepesinde bulunan evinin bahçesine çıkarak kendi köyüne doğru dönüp için

için kendi yaktığı türküyü mırıldanır ve gözleri uzaklarda sıla özlemini gidermeye çalı-

şırmış.
Oysa kocası, Zeynep'in bu özlemine pek aldırış etmez. Kaldı ki eski sevgisi de pek

ka-madığından kendini fazlaca horlamaya, eziyet etmeye başlar. Sonunda bu özlem ve

kocasının horlaması Zeynep'i yataklara düşürür.
Gün geçtikçe hastalığı artan Zeynep'in düzelmesi için, köyden gelip gidenler de anası-

nın babasının çağrılmasını salık verirler. Başka çare kalmadığını anlayan Zeynep'in

kocası da anasına babasına haber vermeye gider. Altı gün altı gecelik bir yolculuktan

sonra bir akşam üstü Zeynep'in anası babası köye gelirler, Zeynep'i yatakta bulurlar.

Perişan bir halde Zeynep hala türküsünü mırıldanmaktadır. Aynı türküyü anasına baba-

sına da söylemeye başlar. Çevresindeki bütün köy kadınları duygulanıp göz yaşı dökerler.

Annesi fenalıklar geçirir ve bayılır.

Zeynep hasretini giderir, giderir ama artık çok geç kalınmıştır. Bir daha onmaz, sonu

ölümle biter. Herkes Zeynep için göz yaşı döker. İşte o gün bu gündür bu türkü ayrılığın

türküsü olarak söylenip durur.


Yüksek Yüksek Tepelere


Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar

Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler

Annesinin bir tanesini hor görmesinler
Uçan da kuşlara malum olsun

Ben annemi özlerim

Hem annemi hem babamı

Ben köyümü özlerim
Annemin yelkeni olsa açsa da gelse

Babamın bir atı olsa binse de gelse

Kardeşlerim yolları bilse de gelse
Uçan da kuşlara malum olsun

Ben annemi özlerimHem annemi hem babamı

Ben köyümü özlerim

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Naz ablacım uzun bir aradan sonra :)) merhabalar. bu türküyü kına gecelerinde dinlerdim ve söylerdim hep ama anlamını bilmeden tabiki... şimdi okuyunca duygulandım biraz açıkçası :( artık ne zaman bu türküyü duysam aklıma gelicek.Türkünün hikayesini öğrenmemize vesile olduğun için tşkrlr.Yani günümüzde hala böyle türkülerin söylenmesi gerçekten çok güzel =)Tarihimizi unutmamk dileğiyle kucak dolusu sevgiler gönderiyorum sana...

corcianaz dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
corcianaz dedi ki...

Merhaba Şermincim:) Gerçektende hüzünlü bir hikayesi var bu türkünün. Bundan sonra mutluluklar üzerine neşeli türküler yapılır umarım;) Yeni işinde başarılar.Kendine iyi bak;) Sevgiler canım:)