''Eylesem, tûtiye tâlim-i edâ-yı kelimat. Sözü insan olur ama özü insan olmaz''
26 Ağustos 2008 Salı
" hER mEVSİM bAHAR oLMALI "
...Sabah Muradiye ile yaptığımız küçük, tatlı sohpetten sonra " hER mEVSİM bAHAR oLMALI " deyip güzel bir kapanış yaptık :)
Her Mevsim Bahar Olmalı...
Temizlik güzel şey...
Gerekirse her mevsim bahar olmalı...
...Ve gözünü kırpmadan, “Belki lazım olur” demeden, kaldırıp atmalı fazlalıkları insan...
“Belki dönerler” diye umut kapısını açık tutmak kadar tehlikeli, sağına soluna yapışmış hatıraları saklamak...
Hemen kurtulmalı onlardan...
Üstü hafif tozlanmış olanlardan tutun da, nemli kaldığı için paslanmışlara kadar atmalı her şeyi...
Siyah beyaz bir fotoğraf... Mermerden bir kolye... Zaman zaman alev alan bir çakmak... Kırmızı, kalın bir kurdele...
Basit bir sivilce gibi söküp atmalı...
Kanatsa da, boşluk bıraksa da kurtulmalı...
Çekmecede eski bir hesap makinesi mi; “Teknolojinin insana direnemeyeceğini” ders edinip fırlatıp atmalı...
Bilgisayarda, “Ne yazılmalı ki silinip gitmesin” diye başlayan yarım kalmış bir şiir mi; silip geçmeli... Acımamalı...
Sonra dip, köşe, bucak ne varsa süpürülmeli... Tertemiz edilmeli...
Hafif bir baş ağrısı, biraz halsizliğe katlanmalı...
Daha temiz kirletmek için her şeyi silmeli...
Değişime karşı koymamalı...
Artık bildik yaşantının, bildik yükünü taşımamalı... Hafiflemeli...
Ağlamamalı... Mızmızlanmamalı...
Sonra yürekteki çivileri söküp atmalı... Sızısını bastırmalı...
Açtığı boşluklara, “Hoş geldin”ler doldurmalı...
Yeniden özgürlüğe, huzura erişmeli...
Çekip atmalı perdeleri... Pencereden girmek için direten güneşe, toprağı delen yağmur tanesine izin vermeli...
Mevsim ne olursa olsun baharı çağrıştıran rüzgarı hissetmeli...
Silkinmeli yeniden... Yeniden başlamalı...
“Bir gün lazım olur” diye telefon rehberinde isim kalmamalı...
Baştan aşağı tarayıp, silip atmalı...
Kalbin dibine kadar inmeli... Biriken tozları silmeli...
En keskin temizleyici ile temizlemeli... En güzel parlatıcı ile parlatmalı...
Acılara kanmadan... “Bir daha asla” demeden...
Tüm korkuları, umutsuzlukları, nefretleri, özlemleri siler gibi silmeli...
Ne toz bulutu kalmalı, ne tortu tabakası...
El sallamadan uğurlamalı...
Tertemiz bir hayata başlamak, attığınız parçaları temizlemekten kolay olacak...
Göstermeli bu cesareti...
Oradan buradan kalan kırık dökük hayat parçaları hiçbir işinize yaramayacak...
Atmalı onları... Dönüp bakmamalı...
Her göz göze gelişinizde hiç gerçekleşmeyecek o umudu taşımamalı artık...
Aynı hüznü takınmamalı...
Yapmamalı... Tutmamalı onu... Kök salmasına izin vermemeli...
Hayatla barışmalı... Özgürlükle tanışmalı...
Her başlangıç, yeni bir umuttur... Yeni bir hayata başlamalı artık...
Kendinizden olan parçalara yer bırakmalı ambarınızda...
Yalan hüznünüze tuz basmalı, “Geride kalmışlıklarınızın” acısını bastırmalı...
İçinizdeki parçaları eski bir radyo gibi kaldırıp atmalı...
Özlem çalmasın diye... Hasret yakmasın...
Tozunu bile üflememeli...
Kalbinizi bir çekmece temizliyor gibi temizlemeli... Çöp ev olmamalı yüreğiniz...
Her mevsim bahar olmalı...
Ömer SÖZTUTAN
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder