15 Nisan 2008 Salı

VALSİN KRALI Antonio Lucio Vivaldi


Antonio Lucio Vivaldi (4 Mart 1678 – 28 Temmuz 1741) barok dönemin en ünlü bestecilerinden ve keman sanatçılarından biridir.

1678 yılında Venedik'te doğan Vivaldi, ilk eğitimini başarılı bir kemancı olan babasından almıştır. Vivaldi'nin büyük ihtimalle astımdan kaynaklanan göğüs sıkışma problemi, onun keman çalmasını, beste yapmasını ve müzikal aktivitelerde yer almasını engelleyememiştir. 1693 yılında yani 15 yaşındayken rahip olmak için çalışmaya başlayan Vivaldi, 1703 yılında 25 yaşındayken bu amacına ulaşmıştır. Tüm dünyaca bilinen Il Prete Rosso (Kızıl Rahip) lakabı, saçları kızıl olduğu için ona yakıştırılmıştır. 1704 yılında papazlığa atandıktan 2 yıl sonra, sağlık problemleri sebebiyle rahipliği bırakmak zorunda kalmıştır.
Vivaldi, 1 Aralık 1703 yılında, Ospedale della Pietà adlı yetimhanede, keman şefi olarak çalışmaya başladı. Viyana'da bunun gibi dört tane enstitü daha vardı. Amaçları, yetim kalan ya da ailesinin durumu iyi olmayan çocukların eğitimini üstlenmekti. Erkekler ticaret öğrenmek ve 15 yaşında ayrılmak zorundalardı. Kızlar ise müzik eğitimi alıyorlardı ve en yeteneklileri Ospedale'nin ünlü orkestrasında ya da korosunda çalışmaya başlıyorlardı.

Vivaldi, burada verdiği dersler sayesinde, çocuklara değer kazandırıyor ve onlara saygı duyulmasını sağlıyordu; birçok konçertosunu, kantatını ve dini müziğini onlar için yazıyordu. 1709 yılında konseyin oylamasında, gitmesi karar verildi ve o da okuldan ayrıldı. Bir yıl bağımsız müzisyen olarak çalıştıktan sonra, 1711 yılında okula yeniden çağırıldı. Ve 1716 yılına kadar birçok gelişme kaydederek, okula ve öğrencilere yardımlarına devam etti.

Vivaldi, eserlerinin büyük bir kısmını bu yıllarda yazdı, bunlara operalar ve konçertolar da dahildi. 1705 yılında, eserlerinin ilk koleksiyonu ( Raccolta ) yayınlandı: 12 sonattan oluşan ve 2 keman ile sürekli bas için yazılmış olan Vivaldi'nin Opus 1'i günümüzde hala geleneksel stilinde çalınır. 1709 yılında yine 2 keman ve sürekli bas için yazılmış olan 12 sonatlık Opus 2 yayınlandı. Asıl doruk noktası Opus 3 ile gerçekleşti. Opus 3; 1, 2 ve 4 keman için yazılmış 12 konçertodan oluşur ( L'estro Armonico) ve 1711 yılında Estienne Roger tarafından Amsterdan'da yayınlanmıştır. Bu tüm Avrupa'da büyük bir başarıydı ve 1714 yılında gelen La stravaganza (Opus 4) ile devam etti.

1718 yılında Vivaldi gezilere başladı. Pietà, Vivaldi'den orkestra için bir ay içinde 2 konçerto yazmasını ve onlarla Venedik’teyken en az 5 kere prova yapmasını istedi. Bunun için ona para ödeyecekti. Pieta’nin kayıtlarına göre, 1723 – 1729 yılları arasında Vivaldi’ye 140 konçerto için ödeme yapılmıştı.
Juditha triumphans’ın ilk versiyonu, Vivaldi’nin ilk büyük oratoryosudur. Venedik’te 18. yüzyılda, opera en popüler müzikli eğlence türüydü ve besteci için de en karlı işti. Birçok tiyatro, halkın ilgisini çekmek için rekabet içindeydi. Vivaldi’nin ilk operası Ottone in villa (RV 729) sergilenmişti. Fakat halkın çok ilgisini görmedi ve birkaç hafta sonra kaldırılarak, bir önceki yıl Vicenza tiyatrosunda sergilenen bir opera’nın yeni hali sergilenmeye başlandı. Bir yıl sonra, Vivaldi Venedik’teki Sant'Angelo tiyatrosunun konser şefi oldu.

Vivaldi 1715 yılında, Nerone fatto Cesare (RV 724, kayıp)’ı 7 farklı bestecinin müzikleriyle düzenledi ki bunlardan en büyüğü 11 arya ile kendisiydi. Bu oldukça büyük bir başarıydı ve Vivaldi bir dahaki sefere, hepsini kendi yapacağı bir opera yaratmaya karar verdi, Arsilda regina di Ponto (RV 700). Fakat opera, konusundan ötürü sansürlenmişti. Yine de Vivaldi pes etmedi ve diğer yıl büyük bir başarı ile opera’sını sergiledi. Bu süreçte, Pieta için onlarca ayin eserleri yazmıştı. Bunların en önemlileri, 2 oratoryosuydu. İlki, Moyses Deus Pharaonis (RV 643) kayıp oldu. İkincisi, Juditha triumphans (RV 644) 1716 yılında besteledi ve en önemli dini eserlerden biri olarak sergilendi. Bu, Venedik Cumhuriyeti’nin, Türklere karşı zaferini ve Korfu Adası’nın yeniden ele geçirilmesini kutlamak için düzenlenmişti. Tüm 11 sözlü bölümdeki erkek ve kadın karakterler, Pieta’daki kızlar tarafından söyleniyordu. Aryaların büyük bir kısmında, blok flüt, obua, klarnet, viola d'amore, mandolin gibi solo enstrümanlar kullanılıyordu.

Yine 1716 yılında, Vivaldi 2 opera daha yazdı ve oluşturdu. L'incoronazione di Dario (RV 719) ve La costanza trionfante degli amori e degli odi (RV 706). İkincisi o kadar popüler olmuş ve beğenilmişti ki, iki yıl sonra Artabano re dei Parti (RV 701, kayıp) başlığı ile yeniden düzenlendi. 1732 yılında Prag’da sergilendi. İleriki yıllarda Vivaldi, tüm İtalya’da sergilenen onlarca opera yazdı.

Vivaldi, 1717 yılında Prens Phillip’in sarayı Maestro di Cappella’dan yeni bir teklif aldı. Burada 3 yıl boyunca çalıştı ve Tito Manlio (RV 738)’da dahil bir çok opera yazdı. 1721’de Milano’da La Silvia (RV 734, kayıp) adlı pastoral daramı sergiledi. 1722 yılında ise L'adorazione delli tre re magi al bambino Gesù (RV 645, kayıp) oratoryosunu sergiledi. 1722’deki diğer büyük adımını Roma’da attı. Yeni Papa XIII. Benedict, Vivaldi’yi ona çalması için davet etti. 1725’de Venedik’e geri döndü ve o yıl 4 opera daha yazdı. Bu dönem, ünlü Dört Mevsim’in de yazıldığı dönemdi. Bundan sonra, operada yeni bir dönem başlamıştı: şarkı söyleyen kuşlar, havlayan köpekler, vızıldayan sinekler, fırtınalar, sarhoş dansçılar, sessiz geceler, av partileri, buzda kayan çocuklar ve ateş gibi konular, Vivaldi’nin müziği ile can buluyordu.

Vivaldi, kariyerinin doruk noktasındayken, Avrupalı soylulardan teklifler alıyordu. Evlilik kantatı Gloria e Imeneo (RV 687), XV. Louis için yazılmıştı. Opus 9, La Cetra; İmparator VI. Charles için yazılmıştı. Charles, Vivaldi’nin müziğini o kadar beğeniyordu ki onunla görüşmek istedi ve onu Viyana’ya davet etti.

Vivaldi 1730 yılında, Viyana ve Prag’a geziler düzenledi; oralarda Farnace (RV 711) operasını sergiledi.

Vivaldi’nin hayatı, diğer birçok müzisyen gibi finansal zorluklarla bitti. Venedik’te bestelerinin, eskisi kadar itibarı kalmamıştı. Müzikal zevklerin değişmesi, onun eserlerine olan ilgiyi azalttı. Vivaldi’nin Viyana’ya gidiş sebeplerinden biri onun eserlerini takdir eden VI. Charles ile tanışmak ve sarayda çalışmak istemesiydi. Fakat Viyana’ya gittikten kısa bir süre sonra Charles öldü. Bu talihsiz olay, Vivaldi’nin gelir kaynağını ve desteğini ortadan kaldırmıştı. Vivaldi de kısa bir süre sonra, 27 Temmuzu 28 Temmuz’a bağlayan gecede öldü. 28 Temmuz’da Viyana’da sıradan bir mezarlığa gömüldü.

Vivaldi’nin müziği yenilikçiydi, geleneksel müziklerin oldukça dışındaydı; konçertoların ritmik yapısına farklılıklar getirdi. Yaratıcı melodiler ve temalar üzerinde çalıştı. Ayrıca o, akademik olmayan müzikler de besteliyordu, bunlar sadece belli bir entelektüel azınlık tarafından değil tüm halk tarafından çok beğeniliyordu. Neşeli müziği ile ülkesinde ve Fransa gibi diğer Avrupa ülkelerinde ünü arttı. Ünlü müzisyen Johann Sebastian Bach da Vivaldi’nin konçertolarından ve aryalarından etkilendi. Bach, Vivaldi’nin konçertolarından bir kısmını, solo klavye ile çalınmak üzere dönüştürdü. Ayrıca ünlü Concerto for Four Violins and Violoncello, Strings and Continuo ( RV 580) da dahil bazı operalarını uyarladı.

Bestelerinin arasında 500’ün üzerinde konçerto vardı. Bunlardan 350 tanesi, solo enstrümanlar ve yaylı çalgılar için (230 tanesi keman için); diğerleri, fagot, çello, obua, flüt, viola d'amore, blok flüt, ud ve mandolin için bestelendi. 40 tane konçertosu; 2’li enstrümanlar ve yaylı çalgılar; 30 tanesi ise 3 veya daha fazla enstrüman ve yaylı çalgılar içindi.

Vivaldi’nin 1723 yılında bestelenmiş olan Le Quattro Stagioni (Dört Mevsim) eseri, onun günümüzde en bilinen ve sevilen eseridir.

Hiç yorum yok: